Translation of "Hepimize" in English

- Hepimize güvenebilirsin.
- Hepimize güvenebilirsiniz.

You can trust all of us.

Hepimize güvenebilirsin.

You can trust all of us.

Hepimize teşekkür etti.

He expressed his thanks to us all.

Hepimize ihanet ettin.

You've betrayed us all.

Hepimize yardım ettin.

You've helped us all.

- Hepimize yetecek kadar sandalye vardı.
- Hepimize yetecek yer vardı.

There were enough seats for all of us.

Bu durum hepimize oldu.

This has happened to all of us.

Tom hepimize ilham verdi.

Tom inspired us all.

Tom bunu hepimize açıklayacak.

Tom is going to explain it to all of us.

Tom hepimize yardım etti.

Tom helped us all.

Bu hepimize yardımcı olur.

That helps all of us.

Allah hepimize merhamet etsin.

May God have mercy on us all.

Tom hepimize hediyeler getirdi.

Tom has brought presents for all of us.

Hepimize şunu haturlatmak istiyorum ki

I'm here to remind us all

Bu işin hepimize ihtiyacı var.

So it's going to take all of us.

Hepimize yetecek kadar yiyecek var.

There is food enough for us.

Hepimize olanlar için Tom'u suçluyorum.

I blame Tom for what happened to all of us.

Tom hepimize bir hikaye anlattı.

Tom told us all a story.

Bu daha önce hepimize oldu.

It's happened to us all before.

Tom hepimize kendimizi özel hissettirdi.

Tom made us all feel special.

Tom hepimize neden toplantıya katılamadığını söyledi.

Tom told us all why he couldn't attend the meeting.

Patron hepimize bir günlük izin verdi.

The boss gave us all a day off.

Tom'un önerdiği şey hepimize biraz zaman kazandırmalı.

What Tom suggested should save us all a little time.

Siz bizim hepimize yiyecek bir şey getirebilirsiniz.

You can bring us all back something to eat.

- Bu hepimizin başına gelir.
- Bu hepimize olur.

It happens to all of us.

Tom bu geceki konser için hepimize bilet alabildi.

Tom was able to get us all tickets to tonight's concert.

- O hepimiz için kahve yaptı.
- Hepimize kahve yaptı.

She made coffee for all of us.

- Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- Hepimize yetecek kadar yiyecek vardı.

There was food enough for us all.

Bu ülke hepimize ait, sadece bir avuç milyardere ait değil.

This country belongs to all of us, not just a handfull of billionaires.