Translation of "Hapları" in English

0.006 sec.

Examples of using "Hapları" in a sentence and their english translations:

Hapları yut.

Swallow the pills.

- Bu hapları içmen gerekiyor.
- Bu hapları içmelisin.

You need to take these pills.

O hapları içmeyeceğim.

I won't take those pills.

- Şu ilaçları iç.
- Bu hapları al.
- Bu hapları yut.

Take these pills.

Hapları yutmakta zorluk çekiyorum.

I have trouble swallowing pills.

Bu hapları yutmak zor.

These pills are hard to swallow.

Doktorumdan ağrı hapları alırım.

I get pain pills from my doctor.

Tom hapları tuvalete attı.

Tom flushed the pills down the toilet.

Leyla uyku hapları aldı.

Layla took sleeping pills.

Sami uyku hapları aldı.

Sami took sleeping pills.

O doğum kontrol hapları alıyor.

She's taking birth control pills.

Hapları yutmalısın, onları ağzında çiğnememelisin.

You must swallow pills, not chew them in your mouth.

Tom hapları yutarken zorluk yaşadı.

Tom had trouble swallowing the pills.

Bana verdiğin o hapları almadım.

I didn't take those pills you gave me.

Hiç uyku hapları alıyor musunuz?

Do you ever take sleeping pills?

Ben doğum kontrol hapları alıyorum.

I'm on the pill.

Neden bütün bu hapları yuttun?

Why did you swallow all those pills?

Neden Tom bu hapları alıyor ?

Why does Tom take those pills?

Sami'nin her yerde hapları vardı.

Sami had pills everywhere.

Doktor onun hapları yiyecekle almasını öneriyor.

The doctor recommends that he take the pills with food.

Tom aşırı dozda uyku hapları aldı.

Tom took an overdose of sleeping pills.

Bu büyük hapları yutmakta zorluk çekiyorum.

I have trouble swallowing these big pills.

Sami Leyla'nın çantasında uyku hapları buldu.

Sami found sleeping pills in Layla's purse.

Diyet hapları, onların dedikleri kadar sağlıklı mı?

Are diet pills as healthy as they say?

Sami'nin her zaman kolayca ulaşabileceği hapları vardı.

Sami always had pills within easy reach.

Eğer bu hapları alırsan kendini daha iyi hissedersin.

You'll feel better if you take these pills.

Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam.

If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.

Sami zehirli hapları ezip onları meyve suyunda eritti.

Sami crushed the poisonous pills and dissolved them into juice.

- Sami, Leyla için kontraseptifler satın aldı.
- Sami, Leyla için doğum kontrol hapları satın aldı.

Sami bought contraceptives for Layla.