Translation of "Ağrı" in English

0.023 sec.

Examples of using "Ağrı" in a sentence and their english translations:

- Ağrı acı verendi.
- Ağrı kahrediyordu.

The pain was agonizing.

Ağrı şiddetliyse ağrı kesici kullanılabilir.

Analgesics may be used if pain is severe.

Ağrı gitti.

- The pain has gone.
- The pain is gone.

Ağrı dayanılmaz.

The pain is unbearable.

Ağrı nerede?

- Where does it hurt?
- Where is the pain?

Ağrı kıvrandırıyor.

The pain is agonizing.

Ağrı gerçekti.

The pain was real.

Ağrı geçecek.

The pain will go away.

Ağrı korkunçtu.

The pain was terrible.

Ağrı geçti.

- The pain has gone.
- The pain is gone.

Ağrı dayanılmazdı.

The pain was excruciating.

Ağrı geçmedi.

The pain hasn't gone away.

- Ağrı pes etmek istemedi.
- Ağrı geçmedi.

The pain wouldn't go away.

Midemdeki ağrı geçti.

The pain in my stomach has gone.

Ağrı neredeyse dayanılmazdı.

The pain was almost unbearable.

Ağrı sonunda bitecek.

- The pain will go away by and by.
- The pain will eventually go away.

Sonunda ağrı geçti.

The pain finally went away.

Sırtımdaki ağrı kötüleşiyor.

The pain in my back is getting worse.

Kolumda ağrı var.

- I have an ache in my arm.
- I have pain in my arm.

O ağrı hissetti.

She felt the pain.

Sabahleyin ağrı ızdıraplıydı.

In the morning, the pain was excruciating.

Ağrı korkunç olmalı.

The pain must be horrible.

Ağrı hâlâ gitmedi.

The pain still hasn't gone away.

Ağrı çok yoğundu.

The pain was very intense.

Ağrı yönetimi önceliktir.

Pain management is the priority.

Biraz ağrı var.

There's some pain.

Ağrı asla gitmez.

The pain never goes away.

Ağrı asla gitmedi.

The pain never went away.

Ağrı asla gitmeyecek.

The pain will never go away.

Ağrı beni öldürüyor.

The pain is killing me.

Ağrı kesicilerim nerede?

Where are my pain pills?

Ağrı kesicim nerede?

Where is my pain medication?

- Ağrı ne kadar şiddetli?
- Ağrı ne kadar kötü?

How bad is the pain?

Şimdi ağrı olmadan oturamam.

I can't sit down without pain now.

Kolumda bir ağrı var.

I have an ache in my arm.

Ağrı onun aklını etkilemişti.

The pain had affected his senses.

Ağrı daha da kötüleşmektedir.

The pain is getting worse.

Garip şey ağrı hissetmememdir.

The strange thing is that I did not feel pain.

Omuzlarımda bir ağrı var.

I have a pain in my shoulders.

Bu eski bir ağrı.

It's an old pain.

Sırtımda bir ağrı hissediyorum.

I feel a pain in my back.

Ağrı kesiciye ihtiyacım var.

I need pain medication.

O ağrı nedeniyle haykırdı.

- He cried out in pain.
- He cried out from pain.

Bitkiler ağrı hissedebilir mi?

Can plants feel pain?

Keşke ağrı defolup gitse.

I wish the pain would go away.

Tom şiddetli ağrı içinde.

Tom is in severe pain.

Ayağımda bir ağrı var.

I have a pain in my foot.

Ağrı çok uzun sürmez.

The pain doesn't last very long.

Her yerde ağrı hissettim.

I felt pain all over.

Doktorumdan ağrı hapları alırım.

I get pain pills from my doctor.

Her yıl ağrı kötüleşti.

Every year, the pain got worse.

Tom ağrı kesici alıyor.

Tom is on pain killers.

Ağrı, acı, defol git.

Pain, pain, go away.

Ağrı dün gece başladı.

The pain started last night.

Bacağımda bir ağrı hissettim.

I experienced a pain in my leg.

Üç hafta ağrı çektim.

I was sore for three weeks.

Endorfinler doğal ağrı kesicilerdir.

Endorphines are natural analgesics.

Ağrı dayanılmayacak kadar fazladır.

The pain is too much to bear.

Ağrı kesici almayı unuttum.

I forgot to buy pain killers.

Hiçbir ağrı kalıcı değildir.

No pain is permanent.

Sami ağrı kesici kullandı.

Sami used painkillers.

Ağrı ne zaman başlamıştı?

When did this pain start?

- Göğsümde keskin bir ağrı var.
- Göğsümde şiddetli bir ağrı var.

I have a sharp pain in my chest.

- Midemde şiddetli bir ağrı hissettim.
- Karnıma şiddetli bir ağrı girdi.

I felt a sharp pain in my stomach.

- Küçük ayak parmağımda ağrı var.
- Küçük ayak parmağımda bir ağrı var.

I have a pain in my little toe.

Işe reçeteli ağrı kesicilerle başlayıp

started out with prescription pain pills,

Yan tarafımda bir ağrı var.

- I've got a pain in my side.
- I have a pain in my side.

Ağrı onun dayanabileceğinden daha fazlaydı.

The pain was more than he could stand.

O, ani bir ağrı hissetti.

He felt a sudden pain.

Yaraları yüzünden korkunç ağrı çekiyordu.

He suffered terrible pain from his injuries.

Ağrı için olağan neden nedir?

What is the usual cause for the pain?

Tom ızdırap verici ağrı içindeydi.

Tom has been in excruciating pain.

Midemde keskin bir ağrı hissettim.

I felt a sharp pain in the stomach.

İlaç aldığım için ağrı geçti.

The pain went away because I took the pills.

Göğsünde keskin bir ağrı hissetti.

He felt a sharp pain in his chest.

Göğsünde akut bir ağrı hissetti.

He felt an acute pain in his chest.

Bazen belimde bir ağrı oluyor.

I sometimes suffer from pain in my lower back.

Bir ağrı kesicin var mı?

Do you have a pain reliever?

O, sırtında bir ağrı hissetti.

He felt a pain in his back.

Ağrı olmadan hiçbir rahatlama olamaz.

There can be no relief without pain.

Herhangi bir ağrı hissediyor musun?

- Do you have any pain?
- Are you in any pain?
- Do you feel any pain?

Ağrı kaçınılmazdır. Acı isteğe bağlıdır.

Pain is inevitable. Suffering is optional.

Sana bir ağrı kesici verebilirim.

I can give you some medicine for the pain.

Sırtımda kötü bir ağrı var.

I have a bad pain in my back.

Ağrı geçen bahar geri geldi.

The pain came back last spring.

Tom hemen ağrı hissetmediğini söyledi.

- Tom said he didn't feel pain right away.
- Tom said that he didn't feel pain right away.

Dizlerimin ikisinde de ağrı hissedebilirim.

I can feel pain in both of my knees.

Şimdiye kadar hiç ağrı hissetmedim.

I haven't felt any pain so far.

Ağrı asla unutmayacağım bir şey.

The pain is something I'll never forget.

Günün her dakikasında ağrı çekiyorum.

I'm in pain every minute of every day.

- Sancı geri döndü.
- Ağrı nüksetti.

The pain returned.

Ertesi gün ağrı geri döndü.

The following day the pain returned.

Ağrı tamamen kişisel bir duygudur.

Pain is an entirely personal sensation.

Ağrı için sana ilaç verebilirim.

I can give you medication for the pain.

O, bacağında bir ağrı yaşadı.

She experienced a pain in her leg.

Mary bacağında bir ağrı yaşadı.

Mary experienced a pain in her leg.

Biz bacağımızda bir ağrı yaşadık.

We experienced a pain in our legs.