Translation of "Girmene" in English

İçeri girmene izin veremem.

I can't let you in.

İçeri girmene gerek yok.

You don't need to come in.

İçeri girmene izin veremeyiz.

We can't let you in.

Buraya girmene kim izin verdi?

Who let you in here?

Bu odaya girmene izin verilmez.

- You aren't allowed in this room.
- You're not allowed in this room.

Ödüller üniversiteye girmene yardımcı olabilir.

Awards can help you get into college.

O odaya girmene izin verilmez.

- You are not allowed to enter that room.
- You may not enter that room.
- You are not allowed to go into that room.
- You aren't allowed to go into that room.

Onlar içeri girmene izin vermeyecek.

They won't let you in.

Senin içeri girmene izin vermeyeceğim.

I won't let you come in.

İçeri girmene kim izin verdi?

Who let you come in?

Geçiş izni olmadan girmene izin veremem.

I can't let you enter without a pass.

Buraya girmene izin verildiğinden emin misin?

Are you sure you're allowed in here?

Onlar içeri girmene izin vermeyecek, Tom.

They won't let you in, Tom.

Sami senin içeri girmene izin vermeyecek.

Sami is not going to let you in.

Bu kadar zahmete girmene hiç gerek yoktu.

You didn't need to go to all this trouble.

Gizli bir şekilde içeri girmene izin vereceğim.

I'll let you in on a secret.

Sen küçük olduğun için girmene izin verilmez.

- Because you're a minor, you can't enter.
- Since you're a minor, you aren't allowed to enter.

Neden Tom senin eve girmene izin verdi?

Why did Tom let you in the house?

O senin içeri girmene izin verdi mi?

Did she let you in?

Kravat takmıyorsan o restorana girmene izin vermezler.

They won't let you into that restaurant if you're not wearing a tie.

- İçeriye girmek zorunda değilsin.
- İçeriye girmene gerek yok.

You don't have to go inside.

Dışarı çıkarsan, bir daha içeri girmene izin vermeyeceğim.

If you go out, I won't let you come in again.

Kapıyı üç kez çalarsan, Tom içeri girmene izin verecektir.

If you knock three times, Tom will let you in.

Tom'u görmen için senin içeri girmene izin verdiler mi?

Did they let you in to see Tom?

Her gün işe giderken bisikletine binmen yeniden forma girmene yardım etmeli.

Riding your bicycle to work every day should help you get back into shape.

Senin içeri girmene izin vermemden önce ilk olarak bana kimliğini göster.

Show me your ID first before I let you in.