Translation of "Güçsüz" in English

0.006 sec.

Examples of using "Güçsüz" in a sentence and their english translations:

Müttefiklerimiz güçsüz.

Our allies are weak.

Tom güçsüz.

- Tom's weak.
- Tom is weak.

Onlar güçsüz.

They're weak.

Güçsüz değilim.

I'm not powerless.

Ben güçsüz hissediyorum.

I feel powerless.

Tom çok güçsüz.

- Tom is very weak.
- Tom's very weak.

Çok güçsüz hissediyorum.

I'm feeling very shaky.

Tom güçsüz değil.

- Tom isn't weak.
- Tom's not weak.

Kollarım güçsüz hissetti.

My arms felt weak.

Ben güçsüz hissettim.

I felt powerless.

Başkan güçsüz görünüyordu.

The president appeared powerless.

Kendimi güçsüz hissettim.

I felt weak.

Bugün biraz güçsüz hissediyorum.

I feel a little weak today.

- Tom çaresiz.
- Tom güçsüz.

- Tom is helpless.
- Tom's helpless.

O, küçük ve güçsüz.

He is small and weak.

Düşündüğün kadar güçsüz değilim.

I'm not as weak as you think I am.

O güçsüz bir başkandır.

He is a powerless president.

Tom güçsüz, değil mi?

Tom is weak, isn't he?

Steven Hawking güçsüz bedenine aldırmadan

Steven Hawking changed the world of science with his brain,

Tom konuşamayacak kadar çok güçsüz.

Tom is too weak to talk.

Batıl inanç güçsüz akılların dinidir.

Superstition is the religion of feeble minds.

Her iki bacak da güçsüz.

Both legs are weak.

Tom kendini tamamen güçsüz hissetti.

Tom felt completely powerless.

Leyla kendini tamamen güçsüz hissetti.

Layla felt completely powerless.

Leyla çok güçsüz ve susamıştı.

Layla was so weak and thirsty.

Tom tamamen güçsüz hissettiğini söyledi.

- Tom said he felt completely powerless.
- Tom said that he felt completely powerless.

Tom kendini güçsüz hissettiğini söyledi.

- Tom said he felt powerless.
- Tom said that he felt powerless.

Ve de savaşmak için güçsüz olduklarına.

and against which they were powerless to fight.

Güçsüz kaldım demektir. Denemeye devam edelim.

I'm kind of powerless. Keep trying.

'' Eğer biz güçsüz olursak, ülkemiz tehlikede

  “If we are weak, our country will be in

- Zayıf insanlar kaybederler.
- Güçsüz insanlar kaybederler.

Weak people lose.

Benim güçsüz olduğumu düşünüyorsun, değil mi?

You think I'm weak, don't you?

O, kendi hayatı hakkında güçsüz hissediyor.

He feels powerless about his own life.

Bilgisiz bir millet güçsüz bir millettir.

A people without knowledge is a people without strength.

Tom bunu yapmak için çok güçsüz.

Tom is too weak to do that.

Ve bunun kendisini nasıl güçsüz hissettirdiğini söylemesiydi.

and how that was making him feel vulnerable.

Acıkmaya başladığınızda, kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.

And you know what it's like when you start to get hungry, then you feel weak.

Acıkmaya başladığınızda kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.

And you know what it's like when you start to get hungry, then you feel weak.

İnsanların senin güçsüz olduğunu düşünmesini istiyor musun?

Do you want people to think you're weak?

Tom çok kan kaybetti ve o güçsüz.

Tom has lost a lot of blood and he's weak.

Dünyanın en güçsüz pasaportları arasında yer alıyor.

are among the world's least powerful passports.

O, bir arkadaşına çok yorgun ve güçsüz hissettiğini söyledi.

He told a friend that he felt very tired and weak.

Savaş, sen kazansan bile, seni daha yoksul ve daha güçsüz yapar.

War makes you poorer and weaker, even if you win.

Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.

Eric who was a weak prince issued a bad coinage which excited great discontent among the Danes.

- Tom, Mary'nin bunu yapmak için çok zayıf olduğunu söyledi.
- Tom, Mary'nin bunu yapmak için çok güçsüz olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was too weak to do that.
- Tom said that Mary was too weak to do that.