Translation of "Gösteriş" in English

0.083 sec.

Examples of using "Gösteriş" in a sentence and their english translations:

Gösteriş yapmayın.

Don't show off.

Tom gösteriş budalasının tekidir.

Tom is such a show off.

Tom gösteriş yapıyor olmalı.

- Tom must've been showing off.
- Tom must have been showing off.

O gösteriş gözlükleri takıyor.

She wears vanity glasses.

O gösteriş yapmayı sever.

She likes to show off.

Tom servetiyle gösteriş yapmaz.

Tom doesn't flaunt his wealth.

Leyla gösteriş yapmayı severdi.

Layla loved to show off.

Tom gösteriş yapmayı sever.

Tom loves to show off.

Şimdi gösteriş yapma zamanı değil.

Now's not the time to be showing off!

Tom kendini gösteriş yapmaktan alamadı.

Tom couldn't help showing off.

Onun acısı yalnızca gösteriş içindi.

Her misery was only for show.

Tom gösteriş yapıyor, değil mi?

Tom is showing off, isn't he?

- Tom çok gösteriş meraklısı.
- Tom çok primci.

Tom is a showoff.

Bu aktiviteyi gösteriş ve başarıyla yapan başkalarını da

you're probably going to like watching other people do it

Kate her zaman elmas yüzüğü ile gösteriş yapar.

Kate always shows off her diamond ring.

- Leyla gösteriş yapmaktan hoşlanmadı.
- Leyla fiyaka yapmaktan hoşlanmıyordu.

Layla didn't like to show off.

Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.

He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.

- Tek yaptığı kızların önünde hava atmak.
- O sadece kızların önünde gösteriş yapıyor.

He's just showing off in front of the girls.

- Zengin insanlar pahalı saatleriyle gösteriş yaparlar.
- Zengin insanlar pahalı saatleriyle hava atarlar.

Rich people show off with their expensive watches.

- Hiç kimse, tüm ilgiyi üzerinde toplamaya çalışan tiplerden hoşlanmaz.
- Hiç kimse gösteriş düşkünlerini sevmez.

Nobody likes attention whores.