Translation of "Figürü" in English

Onun hiçbir figürü yoktur.

She has no figure.

Ben bir insan figürü gördüm.

I saw the figure of a man.

Tom bir Lichtenberg figürü yaptı.

Tom made a Lichtenberg figure.

Tamam canım kabartma havan figürü var

ok dear there is a relief mortar figure

Onun çok iyi bir figürü var.

She has a very good figure.

Sami neredeyse bir baba figürü gibiydi.

Sami was almost like a father figure.

On dokuzuncu yüzyılın matematiğinin en önemli figürü kesinlikle, Gauss.

The most important figure of mathematics of the nineteenth century is, undoubtedly, Gauss.

O, Fadıl'ın başka bir baba figürü aramasına yol açtı.

That led Fadil to look for another father figure.

Ve evin önünde daha önce olmayan bir figürü fark ettim.

and noticed a figure in the doorway that wasn't there before.