Translation of "Gibiydi" in French

0.007 sec.

Examples of using "Gibiydi" in a sentence and their french translations:

Yüzgeç gibiydi.

C'était Flipper le dauphin.

Neredeyse Noel gibiydi.

On aurait dit que c'était Noël.

İşe yaramış gibiydi.

- Ça avait l'air de fonctionner.
- Ça avait l'air de marcher.

Yüzün kireç gibiydi." dedi.

Tu étais blanche comme un linge ! »

İyi gibiydi, değil mi?

C'était plutôt cool, non ?

Balıklar bile şaşkın gibiydi.

Les poissons semblaient perplexes.

O tam düşündüğüm gibiydi.

C’était bien ce que je pensais.

Tom bir kardeş gibiydi.

Tom était comme un frère.

O, bir rüya gibiydi.

Ça me semblait comme un rêve.

Tom sırrı biliyor gibiydi.

Tom semblait connaître le secret.

Sami bir kahraman gibiydi.

Sami était comme un héros.

Bu durum frenolojik paradoks gibiydi,

C'était comme un paradoxe phrénologique,

Sanki arkamda buzdolabı sürüklüyorum gibiydi.

On aurait dit que je traînais un réfrigérateur derrière moi.

O anda, doğru karar gibiydi.

À ce moment-là, j'ai cru que c'était la bonne décision.

Tom bana bir baba gibiydi.

Tom était comme un père pour moi.

O bir peri masalı gibiydi.

C'était comme un conte de fées.

Muz kahverengi ve lapa gibiydi.

La banane était brune et molle.

Bu bir Noel sabahı gibiydi.

On aurait dit le matin de Noël.

Daha çok bir yıllık balayı gibiydi.

À vrai dire, c'était plutôt une lune de miel sur l'année.

Ve bu şey gerçekten dönüşüm gibiydi.

Ça m'a transformé.

Bütün çocuklar o annenin evladı gibiydi

tous les enfants étaient comme le fils de cette mère

Onunla aramızdaki sınırlar yok olmuş gibiydi.

Les frontières entre nos deux êtres s'évanouissent.

Onlar gece geçen iki gemi gibiydi.

Ils étaient passés l'un à côté de l'autre.

Tom Mary için bir baba gibiydi.

Tom était comme un père pour Marie.

O benim için bir baba gibiydi.

- Il a été comme un père pour moi.
- Il fut comme un père pour moi.

Bu kabus dışı bir şey gibiydi.

C'était comme quelque chose sorti d'un cauchemar.

Tom benim için bir baba gibiydi.

Tom était comme un père pour moi.

Tom benim için bir oğul gibiydi.

Tom était comme un fils pour moi.

Sanki hiç o işaretten korkmaları öğretilmemiş gibiydi.

Comme s'ils n’avaient jamais appris à avoir peur de ce déclencheur.

- Balık somon gibiydi.
- Balığın tadı somonunkine benziyordu.

Le poisson avait goût de saumon.

- O bir rüya gibi hissetti.
- Rüya gibiydi.

C'était comme un rêve.

Tom sadece benim için bir kardeş gibiydi.

Tom était comme un frère pour moi.

Beynimin tam ortasında örülmüş bir duvar var gibiydi.

comme s'il y avait un mur au milieu de mon cerveau,

O tamamen bir çocuk gibiydi. Hep benimle olmak istedi.

Elle était exactement comme une enfant. Elle voulait toujours être avec moi.

Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.

C'était presque comme une chute libre. Complètement habile, complètement à l'aise dans son environnement.

Sanki, "6 Milyon Dolarlık Adam" filminin hüzünlü bir versiyonu gibiydi.

une version plus mélancolique de « L'homme qui valait trois milliards ».

Onun ani ölümünün haberi, güneşli bir günde gök gürültüsü gibiydi.

La nouvelle de sa mort soudaine arriva comme un éclair dans un ciel bleu.