Translation of "Faturalarını" in English

0.004 sec.

Examples of using "Faturalarını" in a sentence and their english translations:

Faturalarını ödediler.

They paid their bill.

Faturalarını zamanında ödemeliydin.

- You should've paid your bills on time.
- You should have paid your bills on time.

Tom faturalarını ödemezdi.

Tom wouldn't pay his bills.

Faturalarını zamanında ödemelisin.

You should pay your bills on time.

Sami faturalarını ödeyebilir.

Sami can pay the bills.

Onlar faturalarını ödediler.

They paid their bills.

Tom bütün faturalarını ödedi.

Tom paid all his bills.

Tom faturalarını ödemeyi reddetti.

Tom refused to pay his bills.

Sami, Leyla'nın faturalarını ödedi.

Sami paid Layla's bills.

Sami'nin, faturalarını ödemesi lazım.

Sami needs to pay his bills.

Tom tüm faturalarını ödeyemedi.

Tom couldn't pay all his bills.

Tom'un faturalarını ödemediğini nasıl öğrendin?

How did you find out that Tom hadn't paid his bills?

Tom'un faturalarını ödemesine yardım ettim.

I wanted to help Tom pay his bills.

Sorun Tom'un faturalarını zamanında ödememesi.

The problem is that Tom doesn't pay his bills on time.

Faturalarını ödemek zorunda olmayı sevmiyorum.

I don't like having to pay your bills.

Tom faturalarını ödemek için çabalıyordu.

Tom struggled to pay his bills.

Tom faturalarını ödemek için çabalıyor.

Tom struggles to pay his bills.

Ve faturalarını ödemek için İstanbul'a geliyorum.

of a house I've never seen before and pay the bills.

Neden faturalarını zamanında ödeyemediklerini söylediler mi?

Did they say why they couldn't pay their bill on time?

Dan faturalarını ödemek için mücadele etti.

Dan struggled to pay his bills.

Tom Mary'nin faturalarını zamanında ödeyeceğini varsaydı.

- Tom assumed that Mary would pay her bills on time.
- Tom assumed Mary would pay her bills on time.

Tom faturalarını ödemek için yeterince kazanıyor.

Tom makes enough to pay his bills.

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.

Many people worry about paying their bills.

- Mary faturalarını ödemek için üç vardiya çalışmak zorundaydı.
- Mary faturalarını ödemek için üç vardiya çalışmak zorunda kaldı.

Mary had to work three shifts to pay her bills.

- Tom onun senetlerini ödeyemedi.
- Tom onun faturalarını ödeyemedi.

Tom couldn't pay his bills.

Tom Mary'nin bu ay tüm faturalarını ödeyemeyeceğini söylüyor.

- Tom thinks that Mary won't be able to pay all her bills this month.
- Tom thinks Mary won't be able to pay all her bills this month.

Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin vermek zorundaydı.

Tom had to pawn his guitar so he could pay his bills.

Neden sadece devam etmiyorsun ve tüm faturalarını ödemiyorsun?

Why don't you just go ahead and pay all your bills?

Tom bütün faturalarını ödemek için yeterli paraya sahip değil.

Tom doesn't have enough money to pay all his bills.

Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin bırakmak zorunda kaldı.

Tom had to pawn his guitar in order to pay his bills.

Tom'un geçen ay faturalarını ödemeye parası zar zor yetti.

Tom had barely enough money to pay his bills last month.

Tom faturalarını ödemek için üç vardiya çalışmak zorunda kaldı.

Tom had to work three shifts to pay his bills.

Sana her ay tüm faturalarını ödemeye yetecek kadar para veriyorum.

I give you enough money every month to pay all your bills.

Bu ay Tom'un tüm faturalarını ödemek için yeterli parası yok.

Tom doesn't have enough money to pay all his bills this month.