Translation of "Etmelidir" in English

0.003 sec.

Examples of using "Etmelidir" in a sentence and their english translations:

Başbakan istifa etmelidir.

The Prime Minister must step down.

Protestolar devam etmelidir.

Protests must continue.

Politikalar insanlara hizmet etmelidir.

A politician should serve the people.

Bu sizi teşvik etmelidir.

This must encourage you.

İnsanlar bunu kabul etmelidir.

People must accept this.

Politikacı insanlara hizmet etmelidir.

A politician should serve the people.

Oğul babaya itaat etmelidir.

The son must obey the father.

Bu bir şey ifade etmelidir.

It's got to mean something.

Doktorlar ve hastaneler herkese yardım etmelidir.

Doctors and hospitals should help everyone.

Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.

Children should obey their elders, mind you.

Tom muhtemelen Mary'nin onu yapmasına yardım etmelidir.

Tom should probably help Mary do that.

Belki Tom ve Mary birlikte seyahat etmelidir.

Perhaps Tom and Mary should travel together.

Onunla evlenmek isteyen öncelikle onun babasını ikna etmelidir.

Whoever wants to marry her must first convince her father.

Doktorlar ve hastaneler tekrar sağlıklı olabilecek insanlara yardım etmelidir.

Doctors and hospitals should help the people who can get healthy again.

Japonya'da yaşayan insanlar Japon ülkesi anayasasına göre hareket etmelidir.

The people who live in Japan must act according to the Japanese country constitution.

Bir kadın, ne olursa olsun kocasının emirlerine itaat etmelidir.

- If you marry a chicken, follow the chicken; if you marry a dog, follow the dog.
- We must learn to accept the people around us.
- A woman should follow whatever her husband orders.

- İnsan her şeyden önce kendi ailesine yardım etmelidir.
- Yardım edileceği vakit önce akrabalar gözetilir.
- Şefkat evde başlar.

Charity starts at home.

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.