Translation of "Etkinlik" in English

Etkinlik ertelendi.

The event has been postponed.

Etkinlik öğleyin başlar.

The event starts at noon.

Sami; etkinlik direktörü.

Sami is the event director.

Ama bu etkinlik eşsizdi.

But this event was unique.

Etkinlik çok iyi planlandı.

The event was very well planned.

Birkaç yeni etkinlik planlanıyor.

Several new activities are scheduled.

- Sensörlerimiz olağandışı bir etkinlik tespit etmedi.
- Sensörlerimiz olağandışı bir etkinlik algılamadı.

Our sensors did not detect any unusual activity.

Etkinlik akşam saat altıda başlıyor.

The event starts at six o'clock in the evening.

Etkinlik 300'den fazla kişiyi çekti.

The event attracted more than 300 people.

Pek çok rekreasyonel etkinlik kentimde yoktur.

There aren't many recreational activities in my town.

Sponsor etkinlik, hayır için çok para topladı.

The sponsored event raised a lot of money for charity.

Böcekleri yakalamak çocuklar için eğlenceli bir etkinlik olabilir.

Catching bugs can be a fun activity for children.

Bu sabah ofisin etrafında bir sürü etkinlik vardı.

There's been a lot of activity around the office this morning.

Bu çevrede pazar günleri çok az etkinlik var.

There's very little activity around here on Sundays.

Tom Mary'nin elbisesinin etkinlik için uygun olmadığını düşündü.

- Tom thought Mary's dress wasn't appropriate for the occasion.
- Tom thought that Mary's dress wasn't appropriate for the occasion.

- Bu, eğlenceli bir aktivite.
- Bu, eğlenceli bir etkinlik.

This is a fun activity.

Resmi giymene gerek yok. Bu gayri resmi bir etkinlik.

You don't need to get all dressed up. It's an informal event.

- Bence önemli bir olay.
- O bence önemli bir etkinlik.

- I think it's an important event.
- I think that it's an important event.

Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.

Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students.