Translation of "Posta" in English

Posta kutusunda hiç posta yok.

There's no mail in the mailbox.

Posta geldi.

The mail has arrived.

Posta iletilemiyor.

The mail can't be delivered.

Posta telgraf teşkilatıydı

The postal telegraph agency was

Posta kutusu nerede?

Where is the mailbox?

Posta ile gönder.

Send it by mail.

Posta kutum dolu.

My mailbox is full.

Posta geldi mi?

Has the mail come yet?

Bugün posta yok.

There's no post today.

Bugün posta yoktu.

There was no post today.

Posta kodun nedir?

What's your zip code?

- E-posta adresin ne?
- E-posta adresiniz nedir?

- What's your email address?
- What is your e-mail address?

Soyguncular posta trenini mahvetti.

Robbers wrecked the mail train.

Fiyata posta ücreti dahildir.

The price includes the postage charge.

Posta öğleden önce gelir.

The mail arrives before noon.

Posta hizmetleri devlet tekelindedir.

Postal services are a government monopoly.

posta her gün dağıtılıyor.

The mail is delivered every day.

Mektubunu posta kutusunda buldum.

I found your letter in the mailbox.

Posta kutumu kontrol ediyorum.

I am checking my mailbox.

Ben çok posta almam.

I don't get much mail.

E-posta adresimi unuttum.

I forgot my email address.

Posta kutusunu kontrol etti.

He checked his mailbox.

Bunu posta kutumuzda buldum.

I found this in our mailbox.

Posta grev yüzünden ertelendi.

The mail is delayed because of the strike.

Neden posta kutunu açtın?

Why did you open your mailbox?

Postacı posta kutusunu boşalttı.

The mailman emptied the mailbox.

Posta ile sertifikanı alacaksın.

You'll be receiving your certificate in the mail.

Posta ile lisansını alacaksın.

You'll be receiving your license in the mail.

E -posta adresim değiştirildi.

My e-mail address has been changed.

E-posta adresini kaybettim.

I've lost your email address.

Anahtarı posta kutusuna koy.

Put the key in the mailbox.

Posta kodunu yazmayı unutmayın.

- Don't forget to write the zip code.
- Don't forget to write the post code.

Bir e-posta gönderdin.

You sent an email.

Elektronik posta adresin nedir?

What's your e-mail address?

Posta için gider misin?

Will you go after the mail?

Posta tasnif edildi mi?

Has the mail been sorted?

Ona bir-posta gönderdim.

I sent an email to him.

O, posta arabasını soydu.

He robbed the mail coach.

E-posta adresin ne?

What's your email address?

E-posta adresiniz nedir?

- What's your email address?
- What is your e-mail address?

E-posta adresinizi kaybettim.

I lost your mail address.

Ona hızlıca posta gönderdim.

I quickly emailed him back.

Posta ücreti ne kadar?

What will the postage be?

Kime e-posta gönderiyorsun?

Who are you emailing?

Tom posta odasında başladı.

Tom started in the mailroom.

E-posta geldi mi?

Has an e-mail come?

Posta kutumu kontrol etmedim.

I didn't check my mailbox.

E-posta adresim değişti.

My email address has changed.

Posta kutumun anahtarını kaybettim.

I've lost my mailbox key.

- Sana bir e-posta gönderdim.
- Sana bir elektronik posta gönderdim.

- I sent you an e-mail.
- I sent you an email.
- I sent an email to you.

Hiçbir şirket adı, telefon numarası, e-posta adresi, posta adresi yoksa,

no company name, telephone number, email address, postal address --

Posta,telefon,telgraf değil mi?

mail, phone, telegram, right?

Ama doğrusu posta,telgraf teşkilatı

but actually mail, telegraph agency

Onun mektubunu posta kutusunda buldum.

I found her letter in the mailbox.

E-posta yoluyla iletişimi sürdürelim.

Let's keep in touch by e-mail.

Lütfen ekspres posta ile gönderin.

Please send it by express mail.

Posta yoluyla birbirleriyle iletişim kurarlar.

They communicate with each other by mail.

Sana bir e-posta gönderdim.

- I sent you an e-mail.
- I sent you an email.
- I sent an email to you.

Babam posta kutusunu kırmızıya boyadı.

My father painted the mailbox red.

Tom posta kutusunu kontrol ediyor.

Tom is checking his mailbox.

Biz posta kutularımızı kontrol ediyoruz.

We are checking our mailboxes.

Posta kutumu kontrol etmek zorundayım.

I have to check my mailbox.

Ebeveynlerimle posta yoluyla bağlantı kuruyorum.

I keep in touch with my parents by mail.

Sana bir elektronik posta gönderdim.

- I sent you an email.
- I sent an email to you.

Babam posta kutusunu kırmızı boyadı.

My father painted the letterbox red.

Sana e-posta göndermeyi unuttum.

I forgot to send you an e-mail.

Posta kutusuna bir mektup attı.

He dropped a letter into the mailbox.

Sanırım arkadaşlarıma e-posta gönderirim.

I think I'll email my friends.

E-posta adresimi istiyor musunuz?

Do you want my email address?

Posta ofisi bu kahverengi binada.

The post office is that brown building.

Benim posta adresim 920 Broadway'dir.

My mailing address is 920 Broadway.

Garip bir e-posta aldım.

I got a weird email.

Niye bana e-posta göndermiyorsun?

Why don't you email me?

Tom'a bir e-posta gönderdim.

I sent Tom an email.

Posta ile test sonuçlarını alacaksın.

You'll be receiving the results of your test in the mail.

Posta ile para iadeni alacaksın.

You'll be receiving your refund in the mail.

Tom e-posta adresini değiştirdi.

Tom changed his email address.

Posta yavaşlığı için demiryolu suçlanmayacak.

The railroad isn't to blame for the slowness of the mail.

Sen gitmeden önce posta gelir.

The mail arrives before you go.

Bunu posta ile gönderebilir misin?

Can you send it with a mallet?

Bir posta puluna ihtiyacım var.

- I need to get a stamp.
- I need a stamp.

Posta, günde bir kez dağıtılır.

The mail is delivered once a day.

Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi.

The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.

Onların soyadı posta kutusunda yazılıdır.

Their family name is written on their mailbox.

Tom posta kutusunu kontrol etmedi.

Tom didn't check his mailbox.

E-posta adresini bilseydim, yazardım.

- If I had known your email address, I would've written.
- If I had known your email address, I would have written.

E-posta adresini onaylaman gerekiyor.

You need to confirm your e-mail address.

Posta ücreti çok pahalı oluyor.

Postage is becoming too expensive.

İşte benim e-posta adresim.

- Here's my email address.
- Here is my email address.

Ona bir e-posta gönderdim.

I sent her an email.

Ben e-posta adresimi unuttum.

I've forgotten my email address.

Bu mektupları posta kutusuna koyun.

Put these letters in the mail box.