Translation of "Mağazasında" in English

0.006 sec.

Examples of using "Mağazasında" in a sentence and their english translations:

- Bir elektronik mağazasında çalışırdım.
- Bir çıncalık mağazasında çalışırdım.

I used to work in an electronics store.

Babasının mağazasında yardımcı olur.

He helps out in his father's store.

Bir elektronik mağazasında çalışırdım.

I used to work in an electronics store.

Bir bilgisayar mağazasında çalışıyor.

He works at a computer store.

O bir Oxfam mağazasında çalışır.

She works in an Oxfam shop.

Leyla'nın mağazasında bazı sürprizler vardı.

Layla had some surprises in store.

Tom bir müzik mağazasında çalışıyordu.

Tom worked at a music store.

Tom bir müzik mağazasında çalışıyor.

- Tom works at a music store.
- Tom works in a music store.

Okul mağazasında dergiler satıyorlar mı?

Do they sell magazines at the school store?

Tom yerel bir bisiklet mağazasında çalışır.

Tom works at a local bike shop.

Mary bir sağlıklı gıda mağazasında çalışıyor.

Mary works at a health food store.

Ayakkabı mağazasında yeni ayakkabılar satın aldım.

I bought new shoes at the shoe store.

Tom bir evcil hayvan mağazasında çalışıyor.

Tom is working at a pet store.

Bunları bir vintage giyim mağazasında mı buldun?

Did you find these at a vintage clothing shop?

Ordu fazlası mağazasında bir sırt çantası aldım.

I bought a backpack at the army surplus store.

Onların her ikisi de evcil hayvan mağazasında çalışıyor.

They are both working at the pet store.

O mezun olur olmaz babasının genel mağazasında çalışmaya gitti.

As soon as he graduated, he went to work in his father's general store.

IPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.

One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store.

Ben bir çevrim içi müzik mağazasında Debussy'nin "Clair de Lune" parçasının bir mp3 kopyasını aldım.

I bought an mp3 copy of Debussy's "Clair de Lune" in an online music store.

- Tom şeker satın almak için Mary'nin mağazasında durdu.
- Tom şeker satın almak için Mary'nin dükkanına uğradı.

Tom stopped by Mary's store to buy sugar.

- O, bir dolar mağazasında satılıyordu.
- O, bir milyoncuda satılıyordu.
- O, Japon pazarında satılıyordu.
- O, ucuzluk pazarında satılıyordu.

That was being sold at a dollar store.