Translation of "Dudakları" in English

0.068 sec.

Examples of using "Dudakları" in a sentence and their english translations:

Dudakları dokundu.

Their lips met.

Onun dudakları solgundu.

His lips were pale.

Tom'un dudakları morarmış.

Tom's lips are blue.

Dudakları onunkilere dokundu.

His lips touched hers.

Dudakları benimkine dokundu.

His lips touched mine.

Büyük dudakları var.

She has big lips.

Onun dudakları hararetliydi.

Her lips were warm.

Onun dudakları sıcaktı.

His lips were warm.

Onun solgun dudakları vardı.

He had pale lips.

Tom'un büyük dudakları var.

Tom has big lips.

Dudakları mavileştikçe, ambulansı sinirli sinirli bekledim.

As his lips got bluer, I nervously waited for the ambulance.

Benim çizdiğim resim dalgalı dudakları olan bir yüzü gösteriyor.

The picture I drew depicts a face with wavy lips.

- Sadako daha fazlasını demek istiyordu ama dudakları artık kımıldamak istemedi.
- Sadako daha fazlasını söylemek istiyordu, ama dili varmadı.

Sadako wanted to say more, but her lips just didn't want to move anymore.