Translation of "Doğuruyor" in English

Bazı sorunlar doğuruyor.

It poses some problems.

Karım bir çocuk doğuruyor.

My wife is having a baby.

Bu olgu iki sonuç doğuruyor.

Two things result from this fact.

Bu da şu soruyu doğuruyor: Neden?

and that begs the question: Why not?

Ama her türlü rahatsızlık bu tepkiyi doğuruyor.

But any agitation will trigger a response.

Roma'nın prestijinin uğradığı zarar taraf değiştirenlerde artış riski doğuruyor.

The damage to Roman prestige raises the danger of further defections.

Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.

The vapor that builds through the day creates storms that continue into the night.

- Kirliliğin bölgenin ekosistemine yıkıcı sonuçları oluyor.
- Kirlilik, bölge ekosistemine yıkıcı sonuçlar doğuruyor.

Pollution is bringing devastating consequences for the regional ecosystem.

Bu da şu soruyu doğuruyor: [piyanist] Tommy Flanagan niye o kadar hazırlıksız yakanlanmış

Which might raise the question: Why was Tommy Flanagan caught off guard when he had