Translation of "Doğaçlama" in English

0.005 sec.

Examples of using "Doğaçlama" in a sentence and their english translations:

Doğaçlama yaptım.

I improvised.

Doğaçlama yapalım.

Let's improvise.

Doğaçlama köprülerden geçtiler.

supported by Marshal Bessières cavalry.

Tom doğaçlama yaptı.

Tom improvised.

Doğaçlama konuşmada iyi değilim.

I'm not good at speaking off the cuff.

Yaptığım bir "doğaçlama sihir" örneği.

where I will do magic with any item called out from the crowd.

Tom doğaçlama yapmak zorunda kaldı.

Tom was forced to improvise.

Peter gitarıyla doğaçlama yapmayı sever.

Peter likes to improvise on his guitar.

Benim sadece doğaçlama yapmam gerekecek.

I'll just have to improvise.

Doğaçlama iyi bir örtüşme ruhudur.

Improvisation is the soul of a good conversation.

Doğaçlama cazın ayrılmaz bir parçasıdır.

Improvisation is an integral part of jazz.

Mona onların sorularını doğaçlama olarak yanıtladı.

Mona answered their questions off the cuff.

Sanırım sadece doğaçlama yapmak zorunda olacağım.

I suppose I'll just have to improvise.

Ben hep Tom'la doğaçlama yapmak istemişimdir.

I've always wanted to jam with Tom.

Birkaç arkadaşı aradım ve doğaçlama bir parti verdik.

I called a few friends and we had an impromptu party.

Adam: Ustalığın bir kanıtı Giants Steps [akorları] üzerine sadece doğaçlama değil,

Adam: It is a bit of a rite of passage to say that you not only can improvise on Giant Steps,

- Tom hep "Kervan yolda düzülür" kafasında.
- Tom işlerini hep doğaçlama yapıyor.

Tom is always winging it.

Düşmanca bir ortamda hayatta kalmak için bir insan doğaçlama yapabilmeli ve azimli olabilmeli.

To survive in a hostile environment, one must be able to improvise and be tenacious.