Translation of "Eğlenceli" in English

çok eğlenceli,

was such fun,

Ne eğlenceli!

What fun!

Eğlenceli olmalı.

- It should be fun.
- This should be fun.

İnsanlar eğlenceli.

People are funny.

Tom eğlenceli.

- Tom's funny.
- Tom is funny.

O eğlenceli.

That's fun.

Yaşam eğlenceli.

Life is fun.

Eğlenceli olacak.

- It'll be fun.
- It's going to be fun.

Dans eğlenceli.

Dancing is fun.

Eğlenceli değildi.

- It wasn't fun.
- That wasn't fun.

Eğlenceli olurdu.

- It would have been fun.
- That would've been fun.
- It would've been fun.
- That would have been fun.

Burası eğlenceli.

It's fun out here.

Eğlenceli görünüyor.

It looks fun.

Gerçekten eğlenceli.

It's really fun.

Eğlenceli miydi?

Was it funny?

Bu eğlenceli.

This is fun.

Matematik eğlenceli.

Math is fun.

Çok eğlenceli.

It's good fun.

Eğlenceli görünüyorsun.

You look amused.

- Eğlenceli!
- Komik!

Funny!

- Bunun nesi eğlenceli?
- Bunun neresi eğlenceli?

Where's the fun in that?

Tom eğlenceli değil, ama Mary eğlenceli.

Tom isn't fun, but Mary is.

- Eğlenceli olacağını düşünüyorum.
- Bence eğlenceli olacak.

I think it'll be fun.

- Ben yüzmeyi eğlenceli buluyorum.
- Yüzmeyi eğlenceli bulurum.

I find swimming fun.

Eğlenceli de değil

joyful.

Yüzmeyi eğlenceli bulurum.

I find swimming fun.

Denizde yüzmek eğlenceli.

It is fun to swim in the sea.

TV izlemek eğlenceli.

It's fun to watch TV.

Onunla olmak eğlenceli.

She is amusing to be with.

Kaymak çok eğlenceli.

Skiing is a lot of fun.

O eğlenceli olacak.

- That will be funny.
- That'll be funny.

Aslında çok eğlenceli!

It's actually very fun!

Hiç eğlenceli değilsin.

- You're no fun.
- You're not funny.

Bu çok eğlenceli.

It's very fun.

Bu eğlenceli olmalı.

This should be fun.

Eğlenceli bir geceydi.

It was a fun night.

Tom eğlenceli değil.

Tom is no fun.

Bu eğlenceli olabilir.

It could be fun.

Eğlenceli gibi görünüyor.

That sounds like fun.

Bu eğlenceli olurdu.

- That would be great.
- That'd be fun.

O eğlenceli olmayacak.

- It won't be fun.
- That's not going to be fun.

Bu eğlenceli, bilirsin.

It's funny, you know.

Bu biraz eğlenceli.

It's kind of fun.

O, eğlenceli olabilir.

That could be fun.

Denemek eğlenceli olabilir.

It might be fun to try.

O eğlenceli olabilir.

It might be fun.

O eğlenceli görünüyor.

That does sound fun.

Onlar biraz eğlenceli.

They're kind of fun.

Bugün eğlenceli hissediyorum.

I feel funny today.

Basketbol çok eğlenceli.

Basketball is a lot of fun.

O film eğlenceli.

That movie was amusing.

İngilizce konuşmak eğlenceli.

- It is fun to speak in English.
- It's fun to speak in English.

O çok eğlenceli.

- It's a lot of fun.
- It's very interesting.
- Very interesting.

Eğlenceli olacağını düşünüyorum.

- I think it would be fun.
- I think it'll be fun.

Eğlenceli olduğunu düşünüyorum.

I think you're funny.

Eğlenceli olacağını düşündüm.

- I thought it would be fun.
- I thought that it would be fun.

Sanırım o eğlenceli.

- I think it's funny.
- I think this is funny.

Sanırım eğlenceli olacak.

I think it's going to be fun.

Sanırım bu eğlenceli.

- I think it's funny.
- I think this is funny.

Fransızca konuşmak eğlenceli.

- It's fun to speak in French.
- Speaking in French is fun.

Yakalanmak eğlenceli değil.

Getting busted isn't fun.

Okul eğlenceli değildir.

School's not fun.

O eğlenceli mi?

Is that fun?

Bu eğlenceli olur.

- That would be fun.
- That'd be fun.

Migren eğlenceli değil.

Migraines are not fun.

Bu cümle eğlenceli.

This sentence is funny.

Bunu eğlenceli bulmuyorum.

I don't find this amusing.

Sen eğlenceli misin?

Are you funny?

O eğlenceli olmalı.

- That must've been fun.
- That must have been fun.

Tenis oynamak eğlenceli.

It's fun to play tennis.

Yabancı insanlar eğlenceli.

Foreign people are amusing.

Yumurta boyamak eğlenceli.

Coloring eggs is fun.

Bunun nesi eğlenceli?

Why was that funny?

Sörf eğlenceli görünüyor.

Surfing looks like fun.

Kodlama eğlenceli olabilir.

Coding can be fun.

Bu yıl eğlenceli.

This year is fun.

Hayat eğlenceli olabilir.

Life can be fun.

O eğlenceli görünüyordu.

That looked like fun.

Sadece eğlenceli görünüyor.

It just looks funny.

Yunuslama eğlenceli olabilir.

Pitching can be fun.

Tom'la takılmak eğlenceli.

- It's fun to hang out with Tom.
- It's fun hanging out with Tom.