Translation of "Canın" in English

Canın cehenneme.

- To the devil with you!
- Go to blazes!

Canın yandı mı?

Are you hurt?

Yorgunluktan canın çıkacak.

You're going to be exhausted.

- Canın cehenneme.
- Geber!

- Fuck you!
- To the devil with you!
- Eat shit!

Canın neye sıkkın?

What are you unhappy about?

Canın ne yapmak istiyor?

What do you feel like doing?

- Cehenneme git!
- Canın cehenneme!

- Go to hell!
- Go to hell.

- Sorun değil.
- Canın sağolsun.

It's okay.

Canın gitmek istemedi mi?

Didn't you feel like going?

Canın ne yemek istiyor?

What do you feel like eating?

Canın yemek istiyor mu?

Do you feel like eating?

Canın yüzmeye gitmek istiyor mu?

- Do you feel like going swimming?
- Are you game for a swim?

Canın konsere gitmek istiyor mu?

Do you feel like going to a concert?

Canın ne isterse onu söyleyebilirsin.

You can say whatever you want to.

Canın bir içki istiyor mu?

Do you feel like a drink?

Şimdi canın ne yapmak istiyor?

What do you feel like doing now?

Canın ne hakkında konuşmak istiyor?

What do you feel like talking about?

Çok fazla endişelenme. Canın sağolsun.

Don't worry too much. It's okay.

Canın sinemaya gitmek istemiyor mu?

Don't you feel like going to the movies?

Canın tiyatroya gitmek istiyor mu?

Do you feel like going to the theater?

Canın yürüyüşe çıkmak istiyor mu?

Do you feel like taking a walk?

Canın yemek yemek istemiyor mu?

Don't you feel like eating?

Bu akşam canın ne yapmak istiyor?

What do you feel like doing this evening?

Yardımın için teşekkür ederim. Canın sağolsun.

"Thank you for your help." "No worries."

- Canın yanıyor mu?
- Ağrın var mı?

- Are you in pain?
- Are you suffering?

Canın bir içki içmek istiyor mu?

Do you feel like having a drink?

Canın onun hakkında konuşmak istiyor mu?

Do you feel like talking about it?

- İştahın yok mu?
- Canın istemiyor mu?

Are you not hungry?

Bunu yapmayı hâlâ canın istiyor mu?

Do you still feel like doing that?

Canın şimdi yemek yemek istiyor mu?

Do you feel like eating now?

Canın bunu bugün yapmak istiyor musun?

Do you feel like doing that today?

Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak.

If you are going to raise this rose, you'll feel pain, your hand will bleed.

Canın sıkkın görünüyorsun. Bir şey mi oldu.

You look depressed. Did something happen?

Öğle yemeğinden sonra canın ne yapmak istiyor.

What do you feel like doing after lunch?

Yürüyüş için dışarı çıkmayı canın istiyor mu?

Do you feel like going out for a walk?

Canın istemiyorsa hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.

You don't have to say anything if you don't feel like it.

En azından bir canın bu sayede kurtulduğunu gördüm.

And I saw at least one life saved because of it.

- Ne İstersen söyleyebilirsin.
- Canın ne isterse onu söyleyebilirsin.

You can say whatever you want to.

- Siktir!
- Canın cehenneme!
- Kahretsin!
- Cehenneme kadar yolun var!

- Screw you!
- Damn you!

Bu gece canın dışarı çıkmak isterse beni ara.

Give me a buzz if you feel like going out tonight.

Bu öğleden sonra canın tenis oynamak istiyor mu?

Do you feel like playing tennis this afternoon?

Eğer canın istiyorsa bana bir e-posta at.

Write me an email if you feel like it.

Bu gece canın hâlâ dışarıda yemek istiyor mu?

Do you still feel like eating out tonight?

- Canın istediği zaman ye.
- Ne zaman istersen o zaman ye.

Eat whenever you like.

Canın abur cubur çekerse onun yerine sağlıklı bir alternatife yönel.

If you find yourself craving junk food, then pick a healthy alternative.

Canın dışarı çıkmak istiyor mu? Pekala çıkamazsın; Çocukla birlikte her zaman burada kalmak zorundasın.

Do you feel like going out? Well you can't; you always have to stay here with the child.

- Canın ne zaman istiyorsa o zaman ye.
- Ne zaman istersen ye.
- İstediğiniz zaman yiyin.

- Eat whenever you want.
- Eat whenever you want to.

Canın bir şey yemek istemese bile bir şey yemelisin. Yemezsen, öğle yemeği saatine kadar dayanmazsın.

Even if you don't feel like eating, you should eat something. If you don't, you won't last until lunch time.