Translation of "Bildiğinden" in English

0.007 sec.

Examples of using "Bildiğinden" in a sentence and their english translations:

Tom bildiğinden daha şanslı.

Tom is luckier than he knows.

Sen bildiğinden daha akıllısın.

You're wiser than you know.

Ne olduğunu bildiğinden eminim.

I'm sure you know what's going on.

Tom'un onu bildiğinden eminim.

I'm sure Tom knew that.

Bunu istemediğimi onun bildiğinden eminim.

I'm sure she knows that I did not want this.

Ne yaptığını bildiğinden emin misin?

Are you sure you know what you're doing?

Senin bildiğinden daha fazla bilmiyorum.

I don't know any more than you do.

Tom'un bildiğinden daha fazlasını gördüm.

I saw more than Tom knows.

Tom'un daha fazlasını bildiğinden kuşkulanıyorum.

- I suspect Tom knows more.
- I suspect that Tom knows more.

Ne kadar çok bildiğinden etkilendim.

I'm impressed with how much you know.

Onun nasıl olduğunu bildiğinden eminim.

I'm sure you know what that's like.

Tom'un ne söyleyeceğini bildiğinden eminim.

I'm sure Tom knows what to say.

Bunu bildiğinden bile emin değildim.

I wasn't even sure you knew it.

Ne demek istediğimi bildiğinden eminim.

I'm sure you know what I mean.

Tom'un ne yaptığını bildiğinden eminim.

I'm sure Tom knows what he's doing.

Tom'un Fransızca bildiğinden oldukça eminim.

- I'm pretty sure Tom knows French.
- I'm pretty sure that Tom speaks French.

Sanırım bildiğinden çok daha güçlüsün?

I think you're a lot stronger than you know.

Ne söyleyeceğini bildiğinden emin misin?

Are you sure you know what to say?

Tom'un ne yapacağını bildiğinden eminim.

- I'm sure Tom knows what to do.
- I'm sure that Tom knows what to do.

Senin bildiğinden daha fazlasını biliyorum.

I know more than you do.

Henüz Tom'un bildiğinden emin değilim.

I'm not sure that Tom knows yet.

Onun neden bahsettiğini bildiğinden kuşkuluyum.

- I doubt he knows what he's talking about.
- I doubt she knows what she's talking about.

Ne yapacağını bildiğinden emin misin?

- Are you sure that you know what to do?
- Are you sure you know what to do?

Tom'un ne yapacağını bildiğinden emin olalım.

Let's make sure Tom knows what to do.

Tom'un ne yaptığını bildiğinden emin misin?

Are you sure Tom knows what he's doing?

Neden burada olduğumu bildiğinden şüphe duyuyorum.

- I suspect you know why I'm here.
- I suspect that you know why I'm here.

Ben Tom'un hiç Fransızca bildiğinden şüpheliyim.

I highly doubt Tom knows any French.

Tom'un balık tutmayı bildiğinden kuşku duyuyorum.

- I doubt Tom knows how to fish.
- I doubt that Tom knows how to fish.

Tom'un ne yaptığını bildiğinden emin değilim.

- I'm not sure Tom knows what he's doing.
- I'm not sure that Tom knows what he's doing.

Tom'un ne yapacağını bildiğinden emin değilim.

I'm not certain Tom knows what to do.

Ne olduğunu Tom'un bildiğinden emin ol.

Make sure Tom knows what's happened.

Tom'un ne istediğini bildiğinden emin misin?

Are you sure you know what Tom wants?

Bunu nasıl yapacağını bildiğinden emin misin?

Are you sure you know how to do this?

Nerede olduğumuzu bildiğinden çok emin misin?

Are you so certain you know where we are?

Tom'un burada olduğumuzu bildiğinden oldukça eminim.

- I'm pretty sure Tom knows we're here.
- I'm pretty sure that Tom knows we're here.
- I'm pretty sure that Tom knows that we're here.

Mary'nin nerede olduğunu Tom'un bildiğinden eminim.

I bet Tom knows where Mary is.

Ne yapacağını bildiğinden emin olmak istiyorum.

I want to make sure you know what to do.

Onun ne istediğini bildiğinden emin misin?

Are you sure you know what he wants?

Tom'un zaten ne yapacağını bildiğinden eminim.

- I'm sure Tom already knows what to do.
- I'm sure that Tom already knows what to do.

Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden emin misin?

- Are you sure Tom knows what he's supposed to do?
- Are you sure you know what Tom needs to do?

Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden emin olacağız.

We'll make sure Tom knows what he's supposed to do.

Sadece ne yapacağını bildiğinden emin olmak istedim.

I just wanted to make sure you knew what to do.

Tom'un ne yapacağını bildiğinden emin olmam gerekiyor.

I'm supposed to make sure Tom knows what to do.

Tom'un geçinmek için yeterli Fransızca bildiğinden eminim.

I'm sure Tom knows enough French to get by.

Tom'un ne yapacağını bildiğinden emin olmak zorundayım.

I have to make certain Tom knows what to do.

Tom'un Mary'nin telefon numarasını bildiğinden kuşku duyuyorum.

- I doubt that Tom knows Mary's phone number.
- I doubt Tom knows Mary's phone number.

Tom'un evinin nerede olduğunu bildiğinden emin misin?

Are you sure you know where Tom's house is?

Hiç kimse onun bildiğinden daha iyi bilmiyor.

Nobody knows that better than she does.

Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden emin ol.

Make sure Tom knows what he's supposed to do.

Tom'un sana bildiğinden daha çok ihtiyacı var.

Tom needs you more than you know.

Ben neden burada olduğumuzu Tom'un bildiğinden eminim.

I'm sure Tom knows why we're here.

Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom knows what he's supposed to do.

Birçok insanın onu nasıl yapacağını bildiğinden kuşkuluyum.

- I doubt many people know how to do that.
- I doubt that many people know how to do that.

Tom, Mary'nin bunu yapması gerektiğini bildiğinden emin.

- Tom is sure Mary knows she's supposed to do that.
- Tom is sure Mary knows that she's supposed to do that.

Tom, Mary'nin bunu yapmak istemediğini bildiğinden emindi.

Tom was sure Mary knew he didn't want to do that.

Tom'un ne yapmak istediğini bildiğinden emin misin?

Are you sure you know what Tom wants to do?

Tom'un neye ihtiyacı olduğunu bildiğinden emin misin?

Are you sure you know what Tom needs?

Tom ve Mary'nin bir şey bildiğinden şüpheleniyorum.

- I suspect Tom and Mary know something.
- I suspect that Tom and Mary know something.

Tom'un Mary'nin neden ondan hoşlanmadığını bildiğinden şüpheleniyorum.

- I suspect Tom knows why Mary doesn't like him.
- I suspect that Tom knows why Mary doesn't like him.

Tom'un nereye gitmesi gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayım.

I have to make certain Tom knows where he needs to go.

Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden emin olmak istiyorum.

I want to be sure Tom knows what he's supposed to do.

Tom'un Mary'nin daha önce evli olduğunu bildiğinden şüpheliyim.

- I doubt that Tom knew that Mary was already married.
- I doubt Tom knew that Mary was already married.

Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayız.

We have to make sure Tom knows what he's supposed to do.

Tom, herkesin ne yapmaları gerektiğini bildiğinden emin oldu.

Tom made sure everybody knew what they were supposed to do.

Tom, Mary'nin bunu yapmak zorunda olduğunu bildiğinden emin.

Tom is sure Mary knew she had to do that.

Tom, Mary'nin bunu yapması gerektiğini bildiğinden emin değildi.

Tom wasn't sure Mary knew she needed to do that.

Tom Mary'nin bunu yapması gerektiğini bildiğinden emin değil.

Tom isn't sure Mary knew she needed to do that.

Tom Mary'nin onun bunu yapmayı istemediğini bildiğinden emin.

Tom is sure Mary knew he didn't want to do that.

Tom Mary'nin onun bunu yapmak istediğini bildiğinden emindi.

Tom was sure Mary knew he wanted to do that.

Tom Mary'nin onun bunu yapmak istediğini bildiğinden eminim.

Tom is sure Mary knew he wanted to do that.

Tom'un ne yapmak zorunda olduğunu bildiğinden emin misin?

Are you sure you know what Tom has to do?

Tom Mary'nin ne yapması gerektiğini bildiğinden emin olmak istiyor.

Tom wants to make sure Mary knows what she's supposed to do.

Konserin saat kaçta başladığını Tom'un bildiğinden emin olmak zorundayım.

I have to make certain Tom knows what time the concert starts.

Tom ekonomi hakkında birçok insanın bildiğinden daha çok biliyor.

Tom knows more about economics than most people do.

Tom'un ne zaman burada olması gerektiğini bildiğinden emin ol.

Make sure Tom knows when he's supposed to be here.

Tom, Mary'nin onun ne yapması gerektiğini bildiğinden emin olmalıydı.

Tom needed to make sure that Mary knew what she was supposed to do.

Tom, Mary'nin bunu yapmak zorunda olmadığını bildiğinden emin değil.

Tom isn't sure Mary knew she didn't have to do that.

Tom, Mary'nin bunu yapmak zorunda olduğunu bildiğinden emin değildi.

Tom wasn't sure Mary knew she had to do that.

Tom Mary'nin bunu yapmak zorunda olduğunu bildiğinden emin değil.

Tom isn't sure Mary knew she had to do that.

Sami, Leyla'nın ölümü için kimin sorumlu olduğunu bildiğinden emindi.

Sami was certain he knew who was responsible for Layla's death.

Tom bu tür bir şey hakkında Mary'nin bildiğinden daha çok şey bilir.

Tom knows more about this kind of thing than Mary does.

Tom en sevdiği video oyunu dünyası hakkında gerçek dünya hakkında bildiğinden daha fazla biliyor.

Tom knows more about the world of his favorite video game than about the real world.