Translation of "Bildiğimi" in English

0.064 sec.

Examples of using "Bildiğimi" in a sentence and their english translations:

Bildiğimi biliyordun.

You knew I knew.

Bildiğimi biliyorsun.

You know that I know.

- Benim bildiğimi bildiğini biliyorum.
- Bildiğimi bildiğini biliyorum.

- I know that you know that I know.
- I know you know I know.

Bildiğini bildiğimi biliyor.

She knows I know that she knows.

Bildiğimi polise söyledim.

I told the policeman what I knew.

Bildiğimi bilmek istemiyorsun.

You don't want to know what I know.

Ne bildiğimi bilmiyorum.

I don't know what I know.

Nasıl bildiğimi bilmiyorum.

I don't know how I know.

Bildiğimi bildiğini biliyorum.

- I know that you know that I know.
- I know you know I know.

Cevabı bildiğimi sanmıyorum.

- I don't think I know the answer.
- I don't think that I know the answer.

Ne bildiğimi biliyorum.

I know what I know.

Sana bildiğimi söyleyeceğim.

I'll tell you what I know.

Bildiğimi Tom'a söyledim.

I told Tom what I know.

Benim bildiğimi bilmiyorsun.

You don't know what I know.

Onlar bildiğimi biliyor.

- They know I know.
- They know that I know.

Bildiğimi düşünmüyor musun?

Don't you think I know?

Tom bildiğimi biliyor.

- Tom knows I know.
- Tom knows that I know.

Onlar bildiğimi biliyordu.

They knew I knew.

Bildiğimi sana söyleyeyim.

Let me tell you what I know.

Bildiğimi onlara söyleyeyim.

Let me tell them what I know.

Bildiğimi ona söyleyeyim.

Let me tell him what I know.

Bildiğimi onlara söyleyeceğim.

I'll tell them what I know.

Bildiğimi ona söyleyeceğim.

- I'll tell him what I know.
- I'll tell her what I know.

Bildiğimi kimseye söyleme.

Don't tell anybody that I know.

Ne bildiğimi biliyorum!

I know what I know!

- Ne yaptığımı bildiğimi sandım.
- Ne yaptığımı bildiğimi düşündüm.

- I thought I knew what I was doing.
- I thought that I knew what I was doing.

Her şeyi bildiğimi sanıyordum.

- I thought I knew everything.
- I thought that I knew everything.

Ne yapacağımı bildiğimi düşündüm.

- I thought I knew what to do.
- I thought that I knew what to do.

Sadece bildiğimi bilmeni istiyorum.

- I just want you to know that I know.
- I just want you to know I know.

Bildiğimi zaten sana söyledim.

I've already told you what I know.

Bütün bildiğimi polise anlattım.

I told the police all I know.

Tom benim bildiğimi bilmiyor.

Tom doesn't know what I know.

Tom ne bildiğimi bilmiyordu.

Tom didn't know what I knew.

Onu bildiğimi düşünmüyor musun?

Don't you think I know that?

Ne bildiğimi bana söyleme.

Don't tell me what I know.

Sana ne bildiğimi söyledim.

I told you what I know.

Onlara ne bildiğimi söyledim.

I told them what I know.

Ona ne bildiğimi söyledim.

I told him what I know.

Önceden bildiğimi Tom'a söyledim.

I told Tom I already knew.

Bildiğimi sadece sana söyleyebilirim.

I can only tell you what I know.

Kendi bildiğimi okumaya alışkınım.

I'm used to getting my own way.

Olanları bildiğimi Tom'a söyle.

- Tell Tom I know what's going on.
- Tell Tom that I know what's going on.

Bunu nasıl bildiğimi sorma.

Don't ask how I know that.

Yaptığımdan daha fazlasını bildiğimi düşünüyorsun.

You think I know more than what I do.

Nasıl Fransızca konuşacağımı bildiğimi söylemedim.

- I didn't say I knew how to speak French.
- I didn't say that I knew how to speak French.

Bu sefer kendi bildiğimi okuyacağım.

I'm going to get my own way this time.

Neden burada olduğunu bildiğimi düşünüyorum.

I think I know why you're here.

Tom'a onun yaptığını bildiğimi söyle.

Tell Tom that I know what he did.

Senin kadar çok bildiğimi düşünüyorum.

- I think I know as much as you.
- I think I know as much as you do.
- I think that I know as much as you do.
- I think that I know as much as you.

Tom'un neden kovulduğunu bildiğimi sanıyorum.

I think I know why Tom got fired.

Ne yapılması gerektiğini bildiğimi sanıyorum.

I think I know what needs to be done.

Senin bütün sırlarını bildiğimi sanıyordum.

- I thought I knew all your secrets.
- I thought that I knew all your secrets.

Onun bütün sırlarını bildiğimi sanıyordum.

I thought I knew all her secrets.

Bu rahatlama hissini bildiğimi düşünüyorum.

I imagine I know this feeling of relief.

Tom ne yapacağımı bildiğimi düşünüyor.

- Tom thinks I know what to do.
- Tom thinks that I know what to do.

Tom'a Fransızca konuşmayı bildiğimi söyledim.

I told Tom I knew how to speak French.

Tom hakkında bildiğimi sana söyleyeceğim.

I'll tell you what I know about Tom.

Benim bildiğimi bildiğini biliyorum. Fakat o senin benim bildiğimi bildiğini biliyor mu?

I know you know I know. But does she know that you know I know?

Şimdi ne yapmayı bildiğimi sana göstereceğim.

Now, I'll show you what I know to do.

Keşke bildiğimi düşündüğün kadar çok bilsem.

- I wish I knew as much as you think I know.
- I wish that I knew as much as you think I know.

Bildiğimi düşündüğünden çok daha fazlasını biliyorum.

I know a lot more than you think I do.

Tom'un burada ne yaptığını bildiğimi düşünüyorum.

- I think I know what Tom is doing here.
- I think I know what Tom's doing here.

Ben Tom'a ne olduğunu bildiğimi sanıyorum.

I think I know what happened to Tom.

Ben bütün bildiğimi zaten Tom'a söyledim.

I've already told Tom all I know.

Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.

I like to think I know what I'm talking about.

Bu şarkının tüm sözlerini bildiğimi sanmıyorum.

I don't think I know all the lyrics to this song.

Senin bildiğin kadar çok bildiğimi düşünüyorum.

- I think I know as much as you.
- I think I know as much as you do.
- I think that I know as much as you do.

Tom'a onun nerede yaşadığını bildiğimi söyle.

- Tell Tom that I know where he lives.
- Tell Tom I know where he lives.

Tom'un Mary'den neden hoşlanmadığını bildiğimi düşünüyorum.

I think I know why Tom doesn't like Mary.

Onu bildiğimi biliyorum ama onu hatırlayamıyorum.

I know that I know it, but I can't remember it.

Tom'a, ne yapılacağını zaten bildiğimi söyle.

Tell Tom that I already know what to do.

Tom'a, ne yapacağımı zaten bildiğimi söyledim.

- I told Tom I already knew what to do.
- I told Tom that I already knew what to do.

Tom'a, zaten ne yapılacağını bildiğimi söyledim.

- I told Tom I already knew what to do.
- I told Tom that I already knew what to do.

Kızlar bundan hoşlanır. Nasıl bildiğimi sorma.

Girls like that. Don't ask how I know that.

Benim ne bildiğimi bilmek istiyorsun, değil mi?

You want to know what I know, don't you?

Tom muhtemelen o şarkının sözlerini bildiğimi düşünüyordu.

Tom probably thought I knew the words to that song.

Tom'a onu nasıl yapacağımı zaten bildiğimi söyle.

Tell Tom that I already know how to do that.

Bildiğini biliyorum, ama bildiğini bildiğimi biliyor musun?

I know you know, but do you know I know you know?

Dün Tom'un neden okulda olmadığını bildiğimi sanıyorum.

I think I know why Tom wasn't at school yesterday.

- Sana bildiğim şeyi anlatamam.
- Sana ne bildiğimi anlatamam.

I can't tell you what I know.

Bu konuda bilmem gereken her şeyi bildiğimi düşünüyorum.

I think I know everything I need to know about this.

İnsanların benim hakkımda ne dediğini bildiğimi düşünmüyor musun?

Don't you think I know what people say about me?

Tom'un bildiğini bilmiyorum, ama o benim bildiğimi biliyor.

I don't know what Tom knows, but Tom knows what I know.

Eğer benim bildiğimi bilseydin bu kadar ilgisiz olmazdın.

If you knew what I knew, you wouldn't be so complacent.

Tom'a onun yerine nasıl gideceğimi zaten bildiğimi söyle.

Tell Tom that I already know how to get to his place.

Tom hakkında bildiğimi düşündüğüm her şey bir yalandı.

Everything I thought I knew about Tom was a lie.

Mary hakkında bildiğimi düşündüğüm her şey bir yalandı.

Everything I thought I knew about Mary was a lie.

- Bildiğimi sadece sana söyleyebilirim.
- Bildiğim şeyi sadece sana anlatabilirim.

I can only tell you what I know.