Translation of "Sırada" in Italian

0.006 sec.

Examples of using "Sırada" in a sentence and their italian translations:

Mary sırada oturuyor.

Mary è seduta alla scrivania.

Sırada beklemek zorundasın.

Bisogna che facciate la fila.

Tom sırada bekliyor.

Tom sta aspettando in fila.

Sırada Tom vardı.

Tom era il successivo.

Tom sırada birinciydi.

Tom era il primo della fila.

Sırada ne var?

- Cosa viene dopo?
- Che cosa viene dopo?

İkinci sırada mısın?

- Sei in seconda fila?
- Tu sei in seconda fila?
- È in seconda fila?
- Lei è in seconda fila?
- Siete in seconda fila?
- Voi siete in seconda fila?

Tom üçüncü sırada.

Tom è al terzo posto.

O sırada, Princeton Üniversitesi'nden

In quel periodo partecipai a un seminario

Sırada beklemekten nefret ederim.

- Odio aspettare in fila.
- Io odio aspettare in fila.

Arada sırada seni görüyorum.

Ti vedo di tanto in tanto.

Tom ikinci sırada geldi.

- Tom è arrivato secondo.
- Tom arrivò secondo.

Lütfen sırada yerimi tutun.

Per piacere, tienimi il posto in coda.

- Sırada bekliyorum.
- Kuyrukta bekliyorum.

Sono seduto in fila.

Peki, sırada ne var?

Beh, cosa c'è dopo?

- Sırada beklemedim.
- Kuyrukta beklemedim.

- Non ho aspettato in fila.
- Non aspettai in fila.

Tom o sırada evliydi.

- Tom era sposato all'epoca.
- Tom era sposato allora.

Tom o sırada meşguldü.

- Tom era impegnato all'epoca.
- Tom era occupato all'epoca.
- Tom era impegnato allora.
- Tom era occupato allora.

Bu korkunç olayın yaşandığı sırada

Sulla scia di questa catastrofe,

Gerçekten sırada ne olduğu endişelendiriyor.

preoccuparsi di cosa verrà dopo.

Tam o sırada, otobüs durdu.

In quel momento l'autobus si fermò.

Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.

- L'ho incontrata durante il mio soggiorno in Messico.
- L'ho conosciuta durante il mio soggiorno in Messico.

Tom şu anda dokuzuncu sırada.

Tom è nono al momento.

- Kitap sıranın üzerinde.
- Kitap sırada.

Il libro è sulla scrivania.

İkinci sırada yer alan kimdi?

Chi era al secondo posto?

Tom sırada beklemek zorunda değildi.

- Tom non ha dovuto aspettare in fila.
- Tom non dovette aspettare in fila.
- Tom non doveva aspettare in fila.

Hindistan'da kaldığım sırada param bitti.

- Sono rimasto senza soldi mentre ero in soggiorno in India.
- Sono rimasta senza soldi mentre ero in soggiorno in India.

Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.

- Il nostro amico ha finito la corsa al secondo posto.
- La nostra amica ha finito la corsa al secondo posto.

. Ney, Moskova'dan çekildiği sırada askeri tarihin

Fu durante la ritirata da Mosca che Ney si assicurò il suo posto tra le leggende della

O sırada sadece on beş yaşındaydık.

All'epoca avevamo appena quindici anni.

- Neden sırada bekliyorsun?
- Neden kuyrukta bekliyorsun?

- Perché stai aspettando in fila?
- Perché sta aspettando in fila?
- Perché state aspettando in fila?

Senin adın listede ilk sırada bulunuyor.

Il tuo nome è il primo della lista.

Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu.

Il testimone non sembrava nervoso quando ha parlato al processo.

Tom, Boston'da kaldığı sırada hayatını kaybetti.

Tom morì mentre era a Boston.

- O sırada neredeydi?
- O sırada o neredeydi?
- O esnada neredeydi?
- O esnada o neredeydi?

Dove si trovava lei in quel momento?

O sırada dokuz yaşında olan Tucker'a baktım,

Guardai Tucker, che ormai aveva nove anni -

Bu sırada CEO’ların kazançları sürekli olarak artıyor.

Eppure, lo stipendio dell'AD cresce costantemente.

Bu sırada, İtalya eski, güzel devalüasyona dönemezdi.

Mentre, l'Italia non poteva più ricorrere alla vecchia svalutazione.

O sırada, Tom ve ben hâlâ uyanıktık.

All'epoca, io e Tom eravamo ancora svegli.

Pekala, sırada Y jenerasyonu. Bunlar bizim hakkımızda öğrendiklerim.

Passiamo ai millennial, ecco cosa ho imparato su di noi.

Bu sırada izleyicinin hangi tarafta olduğumuzu bilmesine yarıyor.

e facendo sapere al pubblico da quale parte stiamo.

Vay canına, düştüğü sırada bu uçakta olmak istemezdiniz.

Non avrei mai voluto trovarmi su questo aereo quando è caduto.

O sırada Napolyon cevaben fırtına boyutunda hareketlilik gösterdi

Mentre Napoleone reagì con violenza.

- Sırada Tom var.
- Sıra Tom'da.
- Sonra sıra Tom'da.

Tom è il successore.

Kendimi aniden kötü hissettiğim sırada, iki saattir çalışıyordum.

Stavo lavorando da due ore quando improvvisamente mi sono sentito male.

- Sırada oturan oğlan Tom'dur.
- Bankta oturan çocuk Tom'dur.

Il ragazzo seduto sulla panchina è Tom.

- Bu sırada o oturuyor.
- Bu masayı o kullanıyor.

- Questa scrivania è usata da lui.
- Questa scrivania è utilizzata da lui.

Bu sırada İtilaf kuvvetleri Alman Togoland Kolonisini ilhak ederler

assediano la colonia tedesca di Togoland (l'ordierno Togo)

Tom dördüncü sırada yer aldı ve bir madalya kazanmadı.

- Tom è arrivato quarto e non ha vinto una medaglia.
- Tom arrivò quarto e non vinse una medaglia.

Bu sırada bu ilaçların fiyatları 2012'den beri %68 artarak

Nel frattempo, i prezzi per questi farmaci hanno continuato a crescere,