Translation of "Müşteriler" in English

Müşteriler mutlu.

The customers are happy.

Müşteriler caddeleri doldurdu.

Shoppers crowded the streets.

Müşteriler sırada bekledi.

The shoppers stood in a line.

Müşteriler karar verdi.

The clients decided.

Başka müşteriler yoktu.

There were no other customers.

Müşteriler şikayet etmediler.

Customers haven't complained.

Müşteriler gelmeye başladı.

The customers have started to come.

Müşteriler dükkanımıza gelmekten vazgeçtiler.

Customers stopped coming to our shop.

Bu müşteriler çok kaba.

These customers are very rude.

Müşteriler birbiri ardına geldi.

Customers came one after another.

Mağazada başka müşteriler yoktu.

There were no other customers in the store.

Müşteriler memnun olmak zorundadır.

Customers have to be satisfied.

Müşteriler hizmet hakkında şikayet ediyorlar.

The customers are complaining about the service.

O, müşteriler arasında çok popülerdir.

She is very popular with the clients.

Herhangi başka müşteriler var mıydı?

Were there any other customers?

Mağaza yarın müşteriler için açık olmayacak.

The shop won't be open for clients tomorrow.

Müşteriler son zamanlarda çok şikayet ediyor.

The customers have been complaining a lot lately.

Müşteriler için bir park yerimiz var.

- We have a parking lot for the customers.
- We have a parking lot for customers.

Müşteriler birkaç saat dışarıda yağmurda bekletildi.

The customers were made to wait outside in the rain for several hours.

Tüm müşteriler dönüp size bakıyor ve gülüyorlar.

and all the patrons now are turning and looking at you and laughing.

Genel olarak, müşteriler miktarı kaliteye tercih ederler.

In general, consumers prefer quantity to quality.

Köpeklere gelince, müşteriler onları bu mağazaya getiremiyebilirler.

As for dogs, customers may not bring them into this store.

Haklı olmasalar bile müşteriler her zaman haklıdırlar.

The customer's always right, even when they're not.

Bu iş sırasında, sert surat yaparsan, müşteriler gelmez.

In this line of work, if you make a grim face the customers won't come.

Müşteriler... ''Kanmayın.'' demeyeceğim ki buna rağmen saldırmaya devam ediyorlar.

Customers... I won't say "fall for it," but they go for it nonetheless.