Translation of "Bakıldığında" in English

0.021 sec.

Examples of using "Bakıldığında" in a sentence and their english translations:

Ve üstelik bakıldığında manyetosferin gücü

and moreover, the power of the magnetosphere

Ona uzaktan bakıldığında, o güzeldir.

She's a beauty from a distance.

Uçaktan bakıldığında, adalar çok güzeldi.

Seen from the plane, the islands were very pretty.

Geçmişe bakıldığında, sanırım sen haklıydın.

In retrospect, I think you were right.

Ama arka tarafından bakıldığında yazı gözükmez

but the text is not visible when viewed from the back

Uçaktan bakıldığında, ada çok güzel görünüyor.

Seen from the plane, the island looks very beautiful.

Uzaktan bakıldığında, o bir erkeğe benziyor.

Seen from a distance, it looks like a man.

Ay'dan bakıldığında Dünya top gibi yuvarlaktır.

Seen from the moon, the earth looks like a ball.

Uzaktan bakıldığında o güzel bir kadındır.

Seen from a distance, she's a beauty.

Gökyüzünden bakıldığında, köprü daha güzel görünür.

Seen from the sky, the bridge appears more beautiful.

Uzaydan bakıldığında, dünya nispeten küçük görünüyor.

Seen from space, Earth seems relatively small.

Geçmişe bakıldığında, ona daha saygılı davranmalıydım.

In retrospect, I should have treated her with more respect.

Uzaktan bakıldığında, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

Seen from a distance, it looked like a human face.

Bir uzay gemisinden bakıldığında dünya mavi görünür.

Seen from a spacecraft, the earth looks blue.

Geriye dönüp bakıldığında, o karar bir hataydı.

In retrospect, that decision was a mistake.

Odanın diğer tarafından bakıldığında, sen Tom'a benziyorsun.

From across the room, you look like Tom.

Uzaktan bakıldığında, kaya insan yüzü gibi görünüyordu.

Seen from a distance, the rock looked like a human face.

Uzaktan bakıldığında pek çok şey hoş görünecektir.

If you look from afar, most things will look nice.

Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor.

Seen at a distance, the rock looks like a squatting human figure.

Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.

Seen from the sky, the river looked like a huge snake.

Uzaktan bakıldığında taş bir insan yüzü gibi görünüyor.

- Seen from a distance, the stone looks like a human face.
- From a distance, this stone looks like a human face.
- From a distance, this stone resembles a person's face.

Edebi açıdan bakıldığında, kitap en üst düzeyde değil.

From a literary perspective, the book is not at the highest level.

Uzaktan bakıldığında, kaya eski bir kale gibi görünüyordu.

Seen from a distance, the rock looked like an old castle.

Uçaktan bakıldığında, ada büyük bir örümcek gibi görünüyor.

Seen from an airplane, the island looks like a big spider.

Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

Seen at a distance, the rock looked like a human face.

Uzaktan bakıldığında, büyük kaya eski bir kale gibi görünüyor.

Seen from a distance, the big rock looks like an old castle.

Uzaktan bakıldığında, bu taş bir kişinin yüzü gibi görünüyor.

From a distance, that stone looks like a person's face.

Sağlık açısından bakıldığında Tokyo böylesine güzel bir yer değil.

From the viewpoint of health, Tokyo is not such a good place to live.

Ayın evreleri Dünyadan bakıldığında Ayın güneşle yaptığı açıdan kaynaklanabilir.

The phases of the Moon result from the angle the Moon makes with the Sun as viewed from Earth.

Geriye doğru bakıldığında, ben muhtemelen oraya onunla gitmemem gerekirdi.

In retrospect, I probably shouldn't have gone there with her.

- Gökyüzünden bakınca ada çok güzeldi.
- Gökyüzünden bakıldığında ada çok güzeldi.

Seen from the sky, the island was very beautiful.

Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.

- In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.
- In retrospect, it may seem obvious we shouldn't have been burning our trash so close to our house.

Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.

In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.

Geriye dönüp bakıldığında, Keşke Tom çalışarak daha fazla zaman harcasaydı.

In retrospect, Tom wishes he had spent more time studying.

Napolyon, Davout'a - geriye dönüp bakıldığında - yeteneğini feci bir şekilde boşa harcayan bir rol verdi.

Napoleon gave Davout a role which - in hindsight  - seems a disastrous waste of his ability.