Translation of "Babanın" in English

0.010 sec.

Examples of using "Babanın" in a sentence and their english translations:

Babanın tavsiyesini almalıydın.

You ought to have taken your father's advice.

Babanın tavsiyesini dinlemelisin.

You ought to take your father's advice.

Babanın adı nedir?

- What is your father's name?
- What's your father's name?

Babanın şapkası burada.

Here is the father's hat.

Babanın adı neydi?

What was your father's name?

Babanın adı ne?

What's your dad's name?

Babanın onaylayacağını sanmıyorum.

- I don't think your father would approve.
- I don't think that your father would approve.

Babanın söylediklerine kulak asma

Don't pay any attention to what your father says.

Anne babanın tavsiyesini küçümsememelisin.

You must not look down upon parents' advice.

Babanın vefat ettiğini bilmiyordum.

- I didn't know your father had passed away.
- I didn't know that your father had passed away.

Babanın kim olduğunu biliyorum.

I know who your father is.

Babanın ne dediğini duydun.

You heard what your father said.

Sana babanın adı verildi.

You're named after your father.

Annenle babanın arası nasıl?

How are your parents getting along?

Babanın kim olduğunu bilmiyor.

She doesn't know who the father is.

Babanın sana söylediğini yap.

Do what your father tells you.

Babanın kim olduğunun farkındayım.

I'm well aware of who your father is.

Ben senin babanın meslektaşıyım.

I'm your father's colleague.

Babanın adı Tom mu?

Is your father's name Tom?

Babanın arabası ne renk?

What color is your father's car?

Babanın fikrini değiştireceğine düşünüyor musun?

Do you think Dad will change his mind?

Git ve babanın yanında otur.

Go and sit by your father.

Babanın arkadaşı bir kadın mı?

Is your father's friend a woman?

Babanın ne yaptığını bana söyle.

Tell me what your father does.

Babanın nereye gittiğini biliyor musun?

Do you know where your father went?

Ben Noel babanın gelişini kaçırdım.

I missed the arrival of Sinterklaas.

Babanın vefat ettiğini duyduğuma üzgünüm.

I'm sorry to hear that your father has passed away.

Babanın vefat ettiğini duyduğuma üzüldüm.

I'm sorry to hear that your father passed away.

Babanın doğum gününü hatırlıyor musun?

Do you remember your father's birthday?

Babanın kim olduğu umurumda değil.

I don't care who your father is.

Babanın kayıp olduğunu bildirdin mi?

Have you reported that your father is missing?

"Anne-babanın uyruğu ne?" "Malta."

"What nationality are your parents?" "Maltese."

Çantamı anne babanın evinde unuttum.

I left my purse at your parents' house.

Ve böylece babanın ölümü ve intikamın

And so you make up a story about the death of the father and the way that the vengeance

Babanın doğduğu kenti ziyaret ettin mi?

Have you visited the town where your father was born?

Sen babanın akıllıca öğüdünü dinlemen gerekir.

You should listen to your father's wise counsel.

Oğlun, neredeyse senin babanın bir kopyası.

Your son is almost the copy of your father.

Anne ve babanın tavsiyesini ciddiye almalısın.

You must take your parents' advice seriously.

Sen babanın kim olduğunu bile bilmiyorsun.

You don't even know who your father is.

Annen bile babanın kim olduğunu bilmiyor.

Even your mother doesn't know who your father is.

Babanın gitarını satarsan pişman olacağını düşünüyorum.

I think you'll regret it if you sell your father's guitar.

Babanın seninle çok gurur duyduğundan eminim.

I'm sure your father is very proud of you.

- Babanın adı ne?
- Babanızın adı ne?

What's your dad's name?

Babanın kim olduğunu Tom'a söyledin mi?

Have you told Tom who your father is?

Babanın sana yardım etmesini rica et.

Ask your dad to help you.

Güneş sadece senin babanın pencerelerinde parlamaz.

The sun doesn't only shine on your father's windows.

Babanın sana yapmanı söylediği şeyi yap.

Do what your father tells you to do.

Fadıl'ın bir babanın şefkatine ihtiyacı vardı.

Fadil needed the affection of a father.

Babanın bu fahişe ile ilişkisi var.

Your dad is having an affair with that slut.

Böyle durumlarda babanın ne söylediğini hatırla.

Remember what your father used to say in situations like this.

Sana babanın adı verildi, değil mi?

You're named after your father, aren't you?

Anne-babanın kuzenlerinin çocuklarından kaçı kız?

How many of your second cousins are girls?

Hiçbir anne babanın almaması gereken bir telefondu.

And it was that phone call that no parent should get.

Senin annen sana babanın kim olduğunu söyleyebilir.

Your mother might tell you who your father is.

Hiç kimse sana babanın kim olduğunu söyleyemez.

Nobody can tell you who your father is.

Tom çocuklarına Noel babanın gerçek olmadığını söyledi.

Tom told his children that Santa Claus wasn't real.

Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.

Your father's friends aren't his only supporters.

Senin oğlun neredeyse senin babanın bir kopyası.

Your son is almost a copy of your father.

- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Babanın nereye gitmiş olduğunu biliyor musun?
- Baban nereye gitti, biliyor musun?

Do you know where your father went?

- Michael, bu babanın ve benim buluştuğumuz ilk restorandır.
- Michael, bu, babanın ve benim ilk randevumuzun olduğu restorandır.

Michael, this is the restaurant where your father and I had our first date.

O aynı bu katil olan babanın oğlu Kemal'di

he was the same father, the father of this murderer

Sen hiç babanın çalıştığı ofisi ziyaret ettin mi?

Have you ever visited the office where your father works?

Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.

The sister of your father or mother is your aunt.

Babanın gitarını satmak istediğine tam olarak emin misin?

Are you absolutely sure you want to sell your father's guitar?

Lütfen babanın kim olduğunu bana tekrar söyler misin?

Could you please tell me again who your father is?

Babanın doğum gününün ne zaman olduğunu hatırlıyor musun?

Do you remember when your father's birthday is?

- Babanın tam adı nedir?
- Babanızın tam adı nedir?

What's your father's full name?

Noel Babanın gece boyunca doldurması için çoraplar asılır.

Stockings are hung for Santa Claus to fill during the night.

Annen ve babanın seninle gurur duyması gerektiğinden eminim.

I'm sure your parents must be proud of you.

Babanın sana yapmanı söylediğini şeyi yapsan iyi olur.

You'd better do what your father told you to do.

Tayland'da, çocuk yetiştirme babanın sorumluluğu değildir; tamamen anneye aittir.

In Thailand, bringing up the children isn't the father's responsibility; it's entirely up to the mother.

Her iki anne-babanın da öldüğünde çocuklar ne olacak?

- What will become of the children now that both parents are dead?
- What'll become of the children now that both parents are dead?

Noel babanın gerçekten olup olmadığını anneme sorduğumda dokuz yaşındaydım.

I was nine years old when I asked my mom if Santa Claus really existed.

- Babanın bundan haberi var mı?
- Baban bunu biliyor mu?

Does your father know about this?

Amca ya da Dayı, babanın ya da annenin kardeşidir.

An uncle is a brother of your father or your mother.

Bir babanın, çocuklarına karşı olan sorumluluklarını ihmal etmemesi gerekir.

A father shouldn't shirk his responsibilities to his children.

- Noel Babanın hayali olduğuna inanmıyorum.
- Noel Baba'nın uydurulmuş olduğuna inanmıyorum.

- I don't believe that Santa Claus is imaginary.
- I don't believe Santa Claus is imaginary.

- Ailenin beni sevdiğini düşünmüştüm.
- Anne ve babanın benden hoşlandığını düşündüm.

- I thought your parents liked me.
- I thought that your parents liked me.

Babanın kim olduğu umurumda değil. Hala benim emirlerime uymak zorundasın.

I don't care who your father is. You still have to follow my orders.

Anne, Noel Babanın adresi nedir? Ona bir mektup göndermek istiyorum.

Mummy, what is Santa Claus's address? I want to send him a letter.

Çocuklar, babanın sırtında ve o her birinize bir hediye getirdi.

Children, daddy's back, and he has brought each of you a gift!

Anne ve babanın dışarıda yemek yememiz için bize izin vermeleri iyiydi

It was good of your parents to let us eat outside.

Anne ve babanın çocuklarına vermesi gereken iki şey: Kökler ve kanatlar!

Two things children should get from their parents: roots and wings!

Yakın zamanda bir babanın büyük ailesinin huzurunda, "erkek çocuklarımdan hiçbirinin avukat olmasını istemiyorum." dediğini duyduk.

Not long ago we heard a father say in the presence of his large family, "I don't want any of my boys to be lawyers."

- Bunu büyükbüyükannene söyle lütfen.
- Lütfen bunu anneannenin annesine anlat.
- Lütfen bunu annenin anneannesine anlat.
- Lütfen bunu annenin babaannesine anlat.
- Lütfen bunu babanın babaannesine söyle.
- Lütfen bunu babanın anneannesine söyle.
- Lütfen bunu babaannenin annesine söyle.
- Bunu ninenin anasına söyle lütfen.
- Bunu babanın ninesine anlat lütfen.
- Bunu ananın ninesine anlat lütfen.
- Lütfen bunu annenin büyükannesine söyle.
- Lütfen bunu babanın büyükannesine söyle.
- Lütfen bunu büyükannenin annesine söyle.
- Bunu büyükninene söyle lütfen.
- Bunu büyükanneannene söyle lütfen.
- Bunu büyükbabaannene söyle lütfen.

Tell it, please, to your great-grandmother.