Translation of "şapkası" in English

0.006 sec.

Examples of using "şapkası" in a sentence and their english translations:

Şapkası uçtu.

His hat blew off.

Babanın şapkası burada.

Here is the father's hat.

Şapkası komik görünüyordu.

Her hat looked funny.

Tom'un şapkası uçtu.

Tom's hat blew off.

Bu, sihirbazın şapkası.

This is the magician's hat.

Bu kimin şapkası?

Whose hat is this?

Tom'un şapkası kırmızı.

Tom's hat is red.

O Tom'un şapkası.

That's Tom's hat.

Küçük denizci şapkası eğilmiş,

His little sailor hat slanted,

Kafasında bir şapkası vardı.

He has a hat on.

Onun şapkası çok komikti.

His hat was very funny.

Bu Tom'un şapkası olmalı.

This just has to be Tom's hat.

Bu, Tom'un şapkası mı?

Is this Tom's hat?

O, Tom'un şapkası mı?

Is that Tom's hat?

Bu, Tom'un şapkası değil.

This isn't Tom's hat.

- Tom'un sadece bir şapkası var.
- Tom'un yalnızca bir şapkası var.

Tom only has one hat.

Onun yeni şapkası ona uyar.

Her new hat becomes her.

Paulina'nın pembe bir şapkası var.

Paulina has a pink cap.

Onun şapkası çok komik görünüyordu.

Her hat looked very funny.

Tom bir parti şapkası giyiyor.

Tom is wearing a party hat.

Büyükbabanın kaç tane şapkası var?

How many hats does your grandfather have?

Tom bir kovboy şapkası takıyordu.

Tom was wearing a cowboy hat.

O, şapkası kafasında orada durdu.

He stood there with his hat on.

Tom bir beyzbol şapkası giyiyor.

Tom is wearing a baseball cap.

Tom'un üzerinde bir şapkası yok.

- Tom has no hat on.
- Tom doesn't have a hat on.

Tom bir beyzbol şapkası takıyordu.

Tom was wearing a baseball cap.

O, Tom'un şapkası değil mi?

Isn't that Tom's hat?

Tom bir beyzbol şapkası giydi.

Tom wore a baseball cap.

Leyla bir güneş şapkası taktı.

Layla put on a sun hat.

Tom bir kovboy şapkası takıyor.

Tom is wearing a cowboy hat.

Bu, Tom'un şapkası değil mi?

This isn't Tom's hat, is it?

Bunun Tom'un şapkası olduğunu sanmıyorum.

- I don't think this is Tom's hat.
- I don't think that this is Tom's hat.

Bu onun şapkası değil mi?

This is not his hat?

Tom'un kahverengi bir şapkası var.

Tom has a brown hat.

Tom genellikle bir kovboy şapkası takar fakat bugün o bir beyzbol şapkası takıyor.

Tom usually wears a cowboy hat, but today he's wearing a baseball cap.

- Üzerinde şapkası ve paltosuyla odaya daldı.
- Üzerinde şapkası ve paltosuyla hızla odaya girdi.

He ran into the room with his hat and overcoat on.

Yaşlı adam şapkası için etrafına bakındı.

The old man looked about for his hat.

Tom bir doğum günü şapkası takıyor.

Tom is wearing a birthday hat.

Onun yeni şapkası benim dikkatimi çekti.

Her new hat caught my notice.

Kızın büyük bir kırmızı şapkası vardı.

The girl had a big red hat.

Jim'in başında beyaz bir şapkası var.

Jim has a white hat on his head.

Bunun kimin şapkası olduğunu bana söyle.

Tell me whose hat this is.

Sen hiç kovboy şapkası taktın mı?

Have you ever put on a cowboy's hat?

Sıklıkla siyah bir kovboy şapkası takarım.

I often wear a black cowboy hat.

Tom sık sık beyzbol şapkası giyer.

Tom often wears a baseball cap.

Bunun kimin şapkası olduğunu biliyor musun?

Do you know whose hat this is?

Dün onun şapkası rüzgar tarafından uçuruldu.

Yesterday his hat was blown away by the wind.

Onu son gördüğümde Tom kovboy şapkası giyiyordu.

Tom was wearing a cowboy hat the last time I saw him.

Tom'un şapkası ve ceketi oradaki sandalyenin üstünde.

Tom's hat and coat are on the chair over there.

Dün Tom'u gördüğümde, bir kovboy şapkası takıyordu.

When I saw Tom yesterday, he was wearing a cowboy hat.

Tom genellikle siyah bir kovboy şapkası takar.

Tom usually wears a black cowboy hat.

Tom kışın çoğunlukla örgü kayak şapkası giyiyor.

Tom often wears a knit ski cap in the winter.

Büyük bir şapkası olan adamı tanıyor musunuz?

Do you know that man with a big hat on?

Bunun kimin şapkası olduğunu tahmin edebiliyor musun?

Can you guess whose hat this is?

- Tom'un şapkası yoktu.
- Tom bir şapka giymemişti.

Tom didn't have a hat on.

Tom onu ​​gördüğümde bir kovboy şapkası giyiyordu.

Tom was wearing a cowboy hat when I saw him.

Tom bir tişört ve beyzbol şapkası giyiyordu.

Tom was wearing a T-shirt and a baseball cap.

Tom kot pantolon ve bir kovboy şapkası giydi.

Tom wore jeans and a cowboy hat.

Tom'u son gördüğümde mavi bir beyzbol şapkası giyiyordu.

The last time I saw Tom he was wearing a blue baseball cap.

Tom'a doğum günü için bir beyzbol şapkası verdim.

I gave Tom a baseball cap for his birthday.

Tom'u son gördüğümde o bir kovboy şapkası giyiyordu.

The last time I saw Tom he was wearing a cowboy hat.

Tom onu bu sabah gördüğümde bir beyzbol şapkası giyiyordu.

Tom was wearing a baseball cap when I saw him this morning.

Birçok yüzleri ama tek bir şapkası olan bir adam tanıyorum.

I know a man who has many faces but only one hat.

Tom sık sık kovboy botları ve bir kovboy şapkası giyer.

Tom often wears cowboy boots and a cowboy hat.

- Tom güzel bir araba kullanıyor.
- Tom bir kovboy şapkası giyiyordu.

Tom wore a cowboy hat.

Tom aynalı güneş gözlüğü ve ve siyah bir beyzbol şapkası takıyordu.

Tom was wearing mirrored sunglasses and a black baseball cap.

Hayır, polis köpeği olan bir adam aramıyor. Onlar şapkası olan bir adam arıyorlar.

No, the police aren't looking for a man with a dog. They're looking for a man with a hat.

Cenazede, dul kadın siyah takım elbisesi, şapkası ve eldiveni ile çok ağırbaşlı görünüyordu.

At the funeral, the widow looked very dignified, with her black suit, hat and gloves.

- Tom eskiden her yere beyzbol şapkasıyla giderdi.
- Eskiden Tom'un kafasından beyzbol şapkası düşmezdi.

Tom used to wear a baseball cap everywhere he went.

- Tom yeni şapkasını takmamıştı.
- Tom'un kafasında yeni şapkası yoktu.
- Tom yeni şapkasını giymiyordu.

Tom wasn't wearing his new hat.