Translation of "Bağışlamayı" in English

0.002 sec.

Examples of using "Bağışlamayı" in a sentence and their english translations:

Bağışlamayı öğrenmem gerekiyordu.

I had to learn to forgive.

- Sen hiç öldükten sonra organlarını bağışlamayı düşündün mü?
- Öldükten sonra hiç organlarınızı bağışlamayı düşündünüz mü?
- Öldükten sonra organlarını bağışlamayı hiç düşündün mü?

Have you ever thought about donating your organs after you die?

Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.

Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.