Translation of "Hayır" in English

0.034 sec.

Examples of using "Hayır" in a sentence and their english translations:

Hayır, hayır, hayır, hayır.

No, no, no, no.

Hayır, hayır, hayır

No, no, no.

Hayır, hayır, hayır!

No, no, no!

Hayır, hayır.

No, no, no, no.

Benimle birikte söyleyin: "Hayır, hayır, hayır, hayır!"

Say with me: "No, no, no, no!"

Hayır, hayır, hayır, babam değil!

No, no, no, not my Father!

Sallayın! Hayır! Hayır!

Shake! No! No!

Hayır, hayır. İnsanlığın

No, no. Humanity needs

Hayır hayır demektir.

No means no.

Hayır! Tom! Hayır!

Nooo! Tom! Noo!

Hayır, hayır, bende.

No, no, it's on me.

Bu berbat suyu içmeyeceğim. Hayır, hayır, hayır, hayır!

I won't drink this awful water. I won't. I won't! No, no, no, no!

Hayır.

No, it's not.

"Hayır,

"No,

Hayır,

no,

Hayır!

No!

"Hayır."

"Nope."

- Hayır diyemedim.
- Hayır diyemezdim.

I couldn't say no.

- Hayır, yorgunum.
- Hayır, yoruldum.

No, I'm tired.

Sevmiyorum ve söylüyorum: "Hayır, hayır..."

I don't like this, and I say: "No, no..."

Hayır, hayır, bu da olmayacak.

Well, no, that won’t happen either.

Hayır, hayır! Kasabaya geri döneceğim.

No, no! I am going back to town.

Hayır, hayır! Bu doğru değil.

No, no! That's not right.

- Hayır, susamadım.
- Hayır, susamış değilim.

No, I'm not thirsty.

- Hayır mı?
- Hayır mı dedin?

No?

- Hayır, olmaz.
- Hayır, mümkün değil.

No, it's not possible.

- Tom'a hayır de.
- Tom'a “Hayır.” de.
- Tom'a “Hayır.” diyin.
- Tom'a “Hayır.” diyiniz.

Tell Tom no.

- Hayır, ben bir İngilizim.
- Hayır, ben İngilizim.
- Hayır, İngilizim.

- No, I am English.
- No, I'm English.
- No, I am an Englishman.

Cevap “hayır”.

The answer is 'no'.

Cevap, hayır.

Well, the answer is no.

Kesinlikle hayır

No way

İşte... hayır.

Well… no.

Muhtemelen hayır.

Almost certainly not.

Hayır, teşekkürler.

- No, thank you.
- No, thanks.

Hayır, hatalısın.

No, you're wrong.

Cevap hayır.

- The answer is no.
- The answer's no.

Hayır, yorgunum.

No, I'm tired.

Hayır, Sam!

Sam, no!

Hayır, neden?

No, why?

Oh hayır!

Oh no!

Hayır diyemezsin.

You can't say no.

- Hayır.
- Yok.

No.

Hayır, gitmedim.

No, I didn't go.

Hayır, anlamıyorum.

No, I don't understand.

Hayır dedim.

- I said no.
- I refused.

Hayır demeliydim.

- I should've said no.
- I should have said no.

Hayır diyeceğim.

I'm going to say no.

Oh, hayır!

- Oh no!
- Oh, no!

Hayır dediler.

They said no.

Hayır diyorum.

I'm saying no.

Hayır diyebilirdiniz.

- You could've said no.
- You could have said no.

Hayır derdim.

- I would've said no.
- I would have said no.

Şimdilik, hayır.

For now, no.

Hayır dedik.

We said no.

Hayır, baba!

No, Dad!

Hayır, bilmiyorum.

No, I don't know.

Hayır, otur.

No, sit down.

Hayır, aşkım.

No, my love.

Hayır, gitme.

- No, don't go yet.
- No, don't go.

Hayır, olamaz!

No, it can't be!

Hayır! Olamaz!

No! It can't be!

Hayır diyebilirdim.

- I could've said no.
- I could have said no.

Hayır, yapamazsın.

No, you can't.

Hayır demeliydin.

- You should've said no.
- You should have said no.

Hayır, baba.

No, daddy.

Hayır, delirmemişsin.

No, you are not crazy.

- İngiliz tekrarladı; "Hayır."
- "Hayır, " İngiliz tekrarladı.

"No," repeated the Englishman.

- Hayır, İngilizce bilmiyorum.
- Hayır, İngilizce konuşmuyorum.

- No, I can't speak English.
- No, I don't speak English.

"Bana yardım et." "Hayır." "Bana yardım et." "Hayır." "Beni kurtar!" "Hayır."

"Aid me." "No." "Help me." "No." "Save me!" "No."