Translation of "Bıktığını" in English

Tom, beklemekten bıktığını söyledi.

- Tom said he was tired of waiting.
- Tom said that he was tired of waiting.

Bu sıcaklardan bıktığını söylüyor.

She says that she's fed up with this hot weather.

Tom Mary'den bahsetmekten bıktığını söylüyor.

Tom says he's tired of talking about Mary.

Sami Leyla'nın neden bıktığını bilmiyor.

Sami doesn't know why Layla is pissed.

Bu sıcak havadan bıktığını söylüyor.

He says that he's fed up with this hot weather.

- Tom Mary'nin bunu yapmaktan bıktığını söyledi.
- Tom, Mary'nin bunu yapmaktan bıktığını söyledi.

- Tom said Mary was tired of doing that.
- Tom said that Mary was tired of doing that.

Tom Joneses'lara ayak uydurmaktan bıktığını söylüyor.

Tom says he's tired of trying to keep up with the Joneses.

Tom, herkesin şikayet etmesinden bıktığını söylüyor.

Tom says he's tired of everybody's complaining.

Tom gerçekten bunu yapmaktan bıktığını söylüyor.

Tom says he's really tired of doing that.

Tom, Mary'yi ona yardım etmesi için ikna etmeye çalışmaktan bıktığını söylüyor.

Tom says he's tired of trying to convince Mary to help him.

Tom, Mary'nin dışarıda yemek yemekten bıktığını ve evde akşam yemeği yemek istediğini söyledi.

- Tom said Mary was tired of eating out and that she wanted to eat dinner at home.
- Tom said that Mary was tired of eating out and that she wanted to eat dinner at home.