Translation of "Yapmaktan" in Hungarian

0.005 sec.

Examples of using "Yapmaktan" in a sentence and their hungarian translations:

Onu yapmaktan korkmayın.

Ne félj megtenni!

Hatalar yapmaktan korkma.

Ne félj hibákat elkövetni.

Yemek yapmaktan hoşlanmam.

Nem szeretek főzni.

Bunu yapmaktan hoşlanmıyorum.

Utálom ezt csinálni.

Eleştirmek yapmaktan kolaydır.

Mondani könnyebb, mint csinálni.

Bunu yapmaktan vazgeçmeyeceğim!

Nem hagyom abba.

Yemek yapmaktan hoşlanırım.

Szeretek főzni.

Hatalar yapmaktan korkmayın.

Ne félj hibázni!

Sörf yapmaktan hoşlanıyorum.

Szeretek szörfözni.

Kamp yapmaktan hoşlanırım.

- Szeretek kempingezni.
- Szeretek táborozni.

Fakat rol yapmaktan yoruldum.

de belefáradtam a színjátékba,

Egzersiz yapmaktan nefret ediyorum.

Utálom a testmozgást.

Öyle yapmaktan mutlu olurum.

Szívesen megtenném.

Alışveriş yapmaktan nefret ediyorum.

Ki nem állhatom a bevásárlást.

Tom yemek yapmaktan hoşlanır.

Tamás szeret főzni.

Ütü yapmaktan nefret ederim.

- Gyűlölök vasalni!
- Utálok vasalni.
- Nagyon nem szeretek vasalni.

Tom hata yapmaktan korkuyor.

Attól tart Tomi, hogy hibázni fog.

Neden bunu yapmaktan vazgeçmeliyim?

- Miért hagyjam ezt abba?
- Miért kellene ezt abbahagynom?

İstediğiniz şeyi yapmaktan çekinmeyin.

Tégy nyugodtan belátásod szerint.

İnsanlar dedikodu yapmaktan hoşlanır.

Az emberek szeretnek pletykálkodni.

Akşamları ne yapmaktan hoşlanırsın?

Mit szeretnél este csinálni?

Tom bunu yapmaktan hoşlanacak.

Tom örömmel fogja ezt tenni.

Onu yapmaktan başka seçeneğim yoktu.

Más választásom nem volt, mint ezt csinálni.

İngilizce konuşurken hatalar yapmaktan korkma.

Ne félj, hogy hibát ejtesz, ha angolul beszélsz.

Bence Tom, kayak yapmaktan hoşlanmıyor.

Szerintem Tom nem szereti a síelést.

Ben kayak yapmaktan zevk almıyorum.

Nem élvezem a síelést.

Daha fazla yorum yapmaktan kaçın.

Tartózkodjál a további megjegyzésektől.

Tom Mary'yi onu yapmaktan durduramayacak.

Tom nem fogja tudni megakadályozni, hogy Mary ezt tegye.

Biz Tom'u onu yapmaktan durduramıyoruz.

- Nem tudjuk megállítani Tomit, hogy ezt tegye.
- Nem tudjuk visszatartani Tomit ettől.

Suluboya ile resim yapmaktan hoşlanıyorum.

Szeretek vízfestékkel festeni.

Ben böyle şeyler yapmaktan hoşlanırım.

- Szeretek ilyet csinálni.
- Én szeretem az ilyen dolgokat.

Böyle şeyler yapmaktan zevk almıyorum.

Nem örülök, ha ilyen dolgokat kell csinálnom.

Kocam gerçekten egzersiz yapmaktan hoşlanıyor

A férjem nagyon szeret mozogni.

Tom bunu yapmaktan bıkıp usandı.

- Tom abba belefáradt.
- Tom azzal torkig van és unja.

Piknik yapmaktan zevk alır mısınız?

Élvezed a piknikezést?

O düşünülemez şeyi yapmaktan beni alıkoydu

megkímélve engem attól, hogy megtegyem az elképzelhetetlent,

Tom insanlara pratik şakalar yapmaktan hoşlanır.

Tom szeret másokat durván megviccelni.

Tom gerçekten onu yapmaktan çok hoşlanıyor.

Tom tényleg nagyon szereti ezt csinálni.

Tom'un onu yapmaktan hoşlandığını düşünüyor musun?

Szerinted Tom szereti ezt csinálni?

Sevdiğimiz şeyleri yapmaktan çok çalışmaya zaman harcarız.

Többet, mint amennyit szeretteinkkel töltünk.

Eğer yapmaktan çok hoşlandığınız bir aktivite varsa,

Ha van egy tevékenység, amit igazán élveznek,

Ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım.

kezdjük azzal, amit borzasztóan utálunk csinálni.

Adam tek başına rüzgar sörfü yapmaktan hoşlanıyor.

A férfi egyedül élvezi a hullámlovaglást.

Tom, beni arzu ettiğim şeyi yapmaktan alıkoydu.

Tom megakadályozta, hogy azt csináljam, amit akartam.

Tekrarlanan uyarılara rağmen, Tom bunu yapmaktan vazgeçmedi.

Az ismételt figyelmeztetések ellenére Tom nem hagyott fel azzal, amit csinált.

Yabancı bir dil öğrenirken hata yapmaktan korkmayın.

Mikor egy idegen nyelvet tanulsz, ne félj hibázni.

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.

Mondatokat fordítani a Tatoebán szórakoztatóbb, mint házi feladatot írni.

- O, dokundurma yapmaktan çok hoşlanır.
- O, İğnelemeyi sever.

Nagyon szereti a szarkazmust.

Tom Mary ile birlikte alışveriş yapmaktan nefret ediyor.

Tomi utál Marival bevásárolni.

Mutluluğun anahtarlarından biri yapmaktan zevk aldığınız şeyi yapmaktır.

A boldogság egyik kulcsa, hogy azt csinálod, amit szeretsz csinálni.

CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.

CQ: Tény, hogy utálom a kempingezést, de imádom a politikát.

Ben sadece sizi büyük bir hata yapmaktan durdurmaya çalışıyorum.

Csak próbállak visszatartani, hogy egy végzetes hibát kövess el.

- Onu yapmayı hâlâ sevmiyorum.
- Ben hâlâ onu yapmaktan hoşlanmıyorum.

Még mindig nem szeretem ezt csinálni.

Ve beyin lazeri yapmaktan daha faydalı olan bir şey göstereceğim.

és mutatok egy haszosabb dolgot, mint a világító agy.

- Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

- Könnyű azt mondani.
- Könnyebb mondani, mint csinálni.