Translation of "Büyüyor" in English

0.008 sec.

Examples of using "Büyüyor" in a sentence and their english translations:

Bebek büyüyor.

- The baby is growing up.
- The baby grows.

O büyüyor.

It's getting larger.

Nüfus büyüyor.

The population is growing.

Tom büyüyor.

Tom is growing up.

Bitkiler büyüyor.

The plants are growing.

Çocuklarım büyüyor.

My children are growing up.

Yaşıyor ve büyüyor.

minds I do not share.

Aynı seviyede büyüyor.

the same level as Dubai.

İşi hızlıca büyüyor.

His business is growing rapidly.

Sakalım çabuk büyüyor.

My beard grows quickly.

Şehrimiz gittikçe büyüyor.

Our city is getting bigger and bigger.

Küçük kızımız büyüyor.

Our little girl is growing up.

Kalabalık gittikçe büyüyor.

The crowd is growing larger and larger.

Ekonomi hızla büyüyor.

The economy is growing fast.

Kasırga gittikçe büyüyor.

The tornado is getting bigger and bigger.

Ulusal borç büyüyor.

The national debt is growing.

Nüfusumuz katlanarak büyüyor.

Our population is growing exponentially.

Şirket hızlı büyüyor.

The company is growing fast.

Tom gittikçe büyüyor.

Tom is getting bigger and bigger.

Tom'un popülaritesi büyüyor.

Tom's popularity is growing.

Tom çok hızlı büyüyor.

Tom is growing up too fast.

Bebeğimiz günden güne büyüyor.

Our baby is growing up day by day.

Bizim hayran kitlemiz büyüyor.

Our fanbase is growing.

Rusça sermayesi hızla büyüyor.

The Russian corpus is growing quickly.

O ülkenin ekonomisi büyüyor.

That country's economy is growing.

Tom'un kızı hızla büyüyor.

Tom's daughter is growing up rapidly.

Büyüme hızı katlanarak büyüyor.

The rate of growth is growing exponentially.

- Bitkiler büyür.
- Bitkiler büyüyor.

- Plants grow.
- The plants are growing.

Mario mantar yediğinde büyüyor.

Mario grows bigger when he eats a mushroom.

Çin ekonomisi hızla büyüyor.

The Chinese economy is growing rapidly.

Bebeğin benim içimde büyüyor.

Your baby is growing inside of me.

Çocuklar gerçekten hızlı büyüyor.

Children really do grow up quickly.

Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.

The market for luxury goods is growing fast.

Güzel çiçekler her yerde büyüyor.

Lovely flowers are growing everywhere.

Bu şehir çok çabuk büyüyor.

This city is growing quickly.

Çatışma hızlıca büyüyor, ve araziye yayılıyor.

The skirmish escalates rapidly, spreading across a large area.

- Tom'un saçı büyüyor.
- Tom'un saçı uzuyor.

Tom's hair is growing.

- Ulusal borç büyüyor.
- Ulusal borç artıyor.

The national debt is growing.

İnsanların yaşam beklentisi, her yıl büyüyor.

People's life expectancy grows every year.

İki ülke arasındaki gerilim hızla büyüyor.

The tensions between the two countries are growing rapidly.

- Saçım geri büyüyor.
- Saçım tekrar çıkıyor.

My hair is growing back.

ABD ve Rusya arasındaki gerginlikler büyüyor.

Tensions between the US and Russia are growing.

Bu ulusun ekonomisi son yıllarda çarçabuk büyüyor.

This nation's economy is growing by leaps and bounds in recent years.

Dünyada evde bakım her yıl yüzde 10 büyüyor.

Global home care is growing 10 percent year over year.

Almanca'ya ilgi büyüyor, özellikle Çinde, Hindistan'da ve Brezilya'da.

Interest in German is growing, particularly in China, India and Brazil.

Ayrıca,bebeğim sekiz aylık,sağlıklı ve çabucak büyüyor.

My baby is also eight months old, is healthy and is growing by leaps and bounds.

Benim köstebeğim her geçen gün daha da büyüyor.

My mole is getting bigger every day.

Çünkü bu ülkede sadece bu değil sayı azalmıyor, büyüyor.

Because in this country, not only is that number not decreasing, it’s growing.

Her şey hesaba katılırsa pomato bitkileri bu yıl iyi büyüyor.

On the whole, the pomato plants are growing well this year.

Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.

These chicks grow so fast, they can already outrun the crocodile.

Onların etkisi her gün biraz daha büyüyor fakat onlar yaratıcı değil ve değer yargıları yapamıyorlar.

Their influence becomes greater every day, but they are uncreative and can't make value judgements.

Ve iyi haber şu ki ekonomi tekrar büyüyor. Maaşlar, gelirler, ev fiyatları ve emeklilik hesapları yeniden artıyor. Yoksulluk yine düşüyor.

And the good news is that today the economy is growing again. Wages, incomes, home values and retirement accounts are all rising again. Poverty is falling again.