Translation of "Kalabalık" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Kalabalık" in a sentence and their dutch translations:

Kalabalık gittikçe büyüyor.

De menigte wordt groter en groter.

Kalabalık salonu doldurdu.

De menigte vulde de zaal.

Kalabalık tezahürat yaptı.

De menigte juichte.

Burası çok kalabalık.

Het is hier erg druk.

Orada büyük bir kalabalık vardı.

Er was daar een grote menigte.

Kalabalık olup olmadığı önemli değil.

Het maakt niet uit of er een menigte is.

Bir kalabalık bu caddeye toplandı.

Een menigte verzamelde zich in deze straat.

Oslo Norveçte en kalabalık şehirdir.

Oslo is de meest bevolkte stad in Noorwegen.

Hindistan kalabalık nüfuslu bir ülkedir.

India is een dichtbevolkt land.

Beraber, göz korkutucu bir kalabalık oluşturuyorlar.

Samen vormen ze een intimiderende groep.

Kalabalık otobüste birinin adımı seslendiğini duydum.

Ik hoorde iemand mijn naam roepen in de volle bus.

Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken

Massa's mensen drommen buiten samen om het spektakel te bekijken...

Bu tren kalabalık, bu yüzden bir sonrakine binelim.

Deze trein is overvol, laten we de volgende nemen.

Diğeri, bir bomba aldı ve kalabalık bir kafeye gitti.

Het andere meisje ging met een bom naar een druk café.

Vahşi manzaraları ve kalabalık şehirlerinde epik bir savaş veriliyor.

In haar wilde landschappen en weelderige steden... ...woedt een legendarische strijd.

Burası, Dünya'nın en kalabalık yerlerinden biri. Nüfusu, 20 milyon.

Dit is een van de drukste plekken op aarde. Inwoners: 20 miljoen.

Kısa süre içinde kaza yerinde büyük bir kalabalık toplandı.mıştı.

Er verzamelde zich gauw een grote menigte op de plaats van het ongeval.

- Bu restoran her zaman kalabalıktır.
- Bu restoran her zaman kalabalık.

Dit restaurant zit altijd vol.

Ya da, çok kalabalık olmayan yerlere gitmeye çalışıyorum, ormanda yürümek gibi.

Of om naar heel onbewoonde plekken te gaan of in het bos te wandelen.

- Avrupa'da hiçbir şehir Tokyo kadar kalabalık değildir.
- Avrupa'da Tokyo kadar çok nüfuslu hiçbir şehir yoktur.

Geen stad in Europa is zo dichtbevolkt als Tokio.