Translation of "Ayrılacağını" in English

0.003 sec.

Examples of using "Ayrılacağını" in a sentence and their english translations:

Tom'un ayrılacağını bilmiyordum.

I didn't know Tom would leave.

Tom ayrılacağını söyledi.

- Tom said he'd leave.
- Tom said that he'd leave.

Tom yakında ayrılacağını söyledi.

Tom said that he would depart soon.

Tom bana ayrılacağını söyledi.

- Tom told me he'd leave.
- Tom told me that he'd leave.

Tom'un karısından ayrılacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom would leave his wife.
- I don't think that Tom would leave his wife.

Tom yarın ayrılacağını söyledi.

- Tom said he'll be leaving tomorrow.
- Tom said that he'll be leaving tomorrow.

Ne zaman ayrılacağını söyleyeceğim.

I'll tell you when to leave.

Tom Mary'ye Bostondan ayrılacağını söyledi.

- Tom told Mary he was going to leave Boston.
- Tom told Mary that he was going to leave Boston.

Tom'a pazartesi günü ayrılacağını söyledim.

I told Tom you'd leave on Monday.

Bu kadar erken ayrılacağını düşünmedim.

I didn't think you'd leave so early.

Tom pazartesi günü ayrılacağını söylüyor.

Tom says he'll leave on Monday.

Oradan ne zaman ayrılacağını bilmiyorum.

- I don't know when he will leave there.
- I don't know when she will leave there.
- I don't know when you will leave there.

Tom'un bu gece Boston'dan ayrılacağını anlıyorum.

I understand that Tom is leaving Boston tonight.

Tom'un Japonya'dan ne zaman ayrılacağını bilmiyorum.

I don't know when Tom will leave Japan.

Tom'un bu kadar erken ayrılacağını bilmiyordum.

I didn't know Tom would leave so early.

Tom Mary'nin erken ayrılacağını zaten biliyor.

- Tom already knows that Mary will leave early.
- Tom already knows Mary will leave early.

Tom bana Mary'nin yarın ayrılacağını söyledi.

- Tom told me Mary is leaving tomorrow.
- Tom told me that Mary is leaving tomorrow.

Tom Mary'nin Boston'dan ne zaman ayrılacağını bilmiyor.

Tom doesn't know when Mary will leave Boston.

Tom'un tam olarak ne zaman ayrılacağını bilmiyorum.

I don't know exactly what time Tom is going to leave.

Mary'nin ne zaman Boston'dan ayrılacağını Tom'un bildiğini sanıyorum.

- I don't think Tom knows when Mary will leave Boston.
- I don't think that Tom knows when Mary will leave Boston.

- Ne zaman ayrılacağını asla bilmezsin.
- Ne zaman bırakacağını hiç bilmiyorsun.

You never know when to quit.