Translation of "Arkadaşlarımı" in English

0.011 sec.

Examples of using "Arkadaşlarımı" in a sentence and their english translations:

Arkadaşlarımı severim.

- I love my friends.
- I like my friends.

Arkadaşlarımı özlüyorum.

- I miss my friends.
- I miss my friend.

Arkadaşlarımı arıyorum.

- I am looking for my friends.
- I'm looking for my friends.

Arkadaşlarımı unutmam.

I don't forget my friends.

Arkadaşlarımı önemsiyorum.

I care about my friends.

Arkadaşlarımı çağırdım.

I called my friends.

Sonunda arkadaşlarımı yakaladım.

At last, I caught up with my friends.

Ben arkadaşlarımı kaybettim.

- I have lost my friends.
- I've lost my friends.

Arkadaşlarımı kesinlikle özleyeceğim.

I sure miss my friends.

Arkadaşlarımı getirebilir miyim?

Can I bring my friends?

Arkadaşlarımı ziyaret ediyorum.

- I am visiting my friends.
- I'm visiting my friends.

Sadece arkadaşlarımı arıyorum.

- I'm looking for my friends.
- I'm just looking for my friends.

Arkadaşlarımı beğenmene sevindim.

I'm glad you liked my friends.

Takım arkadaşlarımı seviyorum.

I love my teammates.

Bütün arkadaşlarımı seviyorum.

I like all my friends.

Bütün arkadaşlarımı özlüyorum.

I miss all my friends.

Ben arkadaşlarımı tanıdım.

I recognized my friends.

Dün arkadaşlarımı gördüm.

I saw my friends yesterday.

Arkadaşlarımı gördün mü?

Have you seen my friends?

Tom arkadaşlarımı beğenmedi.

Tom didn't like my friends.

Arkadaşlarımı kafede buldum.

I found my friends at the cafe.

Arkadaşlarımı kaybetmek istemiyorum.

I don't want to lose my friends.

Tüm arkadaşlarımı kaybettim.

I've lost all my friends.

İş arkadaşlarımı gerçekten seviyorum.

I really like my coworkers.

Bütün arkadaşlarımı davet ettim.

I invited all my friends.

Bazı arkadaşlarımı tanıtmak istiyorum.

I'd like to introduce some friends of mine.

Kanada'daki arkadaşlarımı görmek istiyorum.

I want to see my friends in Canada.

Arkadaşlarımı bana yardım ettirdim.

I got my friends to help me.

Arkadaşlarımı hayal kırıklığına uğrattım.

I let my friends down.

Takım arkadaşlarımı gerçekten beğeniyorum.

I really like my teammates.

Ben takım arkadaşlarımı özleyeceğim.

I'll miss my teammates.

Ailemi ve arkadaşlarımı özlüyorum.

I miss my family and my friends.

Avustralya'daki arkadaşlarımı çok özledim.

I miss my friends in Australia a lot.

Boston'daki arkadaşlarımı çok özlüyorum.

I miss my friends in Boston a lot.

Arkadaşlarımı akşam yemeğine davet ettim.

I invited my friends to dinner.

Arkadaşlarımı eve davet etmeyi seviyorum.

I like to invite my friends home.

Eski arkadaşlarımı gördüğüme memnun oldum.

I was glad to see my old friends.

Takım arkadaşlarımı hayal kırıklığına uğrattım.

I let my teammates down.

Kahve için arkadaşlarımı davet ettim.

I invited my friends over for coffee.

Babam arkadaşlarımı görmeme izin vermezdi.

My father wouldn't allow me to see my friends.

Arkadaşlarımı hayal kırıklığına uğratmak istemem.

I don't want to disappoint my friends.

Bütün arkadaşlarımı hep birden davet edemem.

I can't invite all my friends at once.

Dün öğleden sonra ev ödevimi yaptım sonra arkadaşlarımı gördüm.

Yesterday afternoon I did my homework, then I saw my friends.

Bugün arkadaşlarımı göreceğim ancak kız kardeşim kendi arkadaşlarını görmeyecek.

I'll see my friends tonight, but my sister won't see hers.