Translation of "Açmasını" in English

- Ona pencereyi açmasını rica ettim.
- Camı açmasını istedim.

I asked him to open the window.

- Onun kapıyı açmasını istedim.
- Ondan kapıyı açmasını rica ettim.

I asked her to unlock the door.

Onun kapıyı açmasını istedim.

I asked him to open the door.

Tom'un kapıyı açmasını istedim.

I asked Tom to open the door.

Ona telefonu açmasını söyle.

Tell him to pick up the phone.

Onların kapıyı açmasını istedim.

I asked them to unlock the door.

Polis, adamın kapıyı açmasını inceledi.

The policeman observed the man open the door.

Onun pencereyi açmasını rica etti.

She asked him to open the window.

Tom Mary'nin kapıyı açmasını istedi.

Tom asked Mary to open the gate.

Tom Mary'nin kapıyı açmasını bekledi.

Tom waited for Mary to unlock the door.

Ben ondan kapıyı açmasını istedim.

I asked her to open the door.

Tom'un pencereyi açmasını rica ettim.

I asked Tom to open the window.

Tom Mary'den ışıkları açmasını istedi.

- Tom asked Mary to turn on the lights.
- Tom asked Mary to turn the lights on.

Tom Mary'den radyoyu açmasını istedi.

Tom asked Mary to turn on the radio.

Tom Mary'den televizyonu açmasını istedi.

Tom asked Mary to turn on the TV.

Tom Mary'den pencereleri açmasını istedi.

Tom asked Mary to open the windows.

Tom, Mary'den ışığı açmasını istedi.

- Tom asked Mary to turn on the light.
- Tom asked Mary to turn the light on.

- Tom'a telefonu almasını söyle.
- Tom'a telefon açmasını söyle.
- Tom'a telefonu açmasını söyle.

Tell Tom to pick up the phone.

Tom Mary'den pencereyi açmasını rica etti.

Tom asked Mary to open the window.

Tom Mary'nin kapıyı açmasını engellemeye çalıştı.

Tom tried to prevent Mary from opening the door.

Soğuk hava birçok bitkinin çiçek açmasını engeller.

Cold weather keeps many plants from blooming.

1853'te Perry Japonya'nın kapıyı Amerika'ya açmasını istedi.

In 1853, Perry asked Japan to open the door to America.

Tom hizmetliden konferans salonuna giden kapıyı açmasını istedi.

Tom asked the janitor to open the door to the auditorium.

Onun kapıyı açmasını istedim ama o öyle yapmadı.

I asked him to open the door, but he would not do so.

Tom Mary'den birkaç kez pencereyi açmasını rica etti.

Tom asked Mary several times to open the window.

Tom Mary'den pencereyi açmasını rica etti, ama o açmadı.

Tom asked Mary to open the window, but she wouldn't.

Tom pencerenin yanında oturan birine onu açmasını rica etti.

Tom asked someone sitting near the window to open it.

Mary Tom'un şarap şişesini açmasını istedi vesonra o meşgulken onu öptü.

Mary asked Tom to open the wine bottle and then kissed him while he was busy.

Mary Tom'dan şarap şişesini açmasını istedi ve sonra kendinden geçmişken onu öptü.

Mary asked Tom to open the wine bottle and then kissed him while he was distracted.