Translation of "Açarak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Açarak" in a sentence and their english translations:

Oradan açarak izleyebilirsiniz

you can watch it by opening from there

Biz kollarımızı açarak onu kabul ettik.

We accepted him with our arms open wide.

Yılan, çenesini yırtarcasına açarak avını tamamen yutar.

The snake engulfs prey entirely by unhinging his jaw.

Onlar bir şişe şarap açarak onun başarısını kutladılar.

They celebrated his success by opening a bottle of wine.

Ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.

and go down to the frozen lake here, dig a hole and try and catch some fish.

"Tesla, elektrikli otomobiller için piyasayı açarak çok faydalı bir iş çıkardı ve insanlara onları sevebileceklerini gösterdi.

"Tesla has done a very useful work by opening the market for electric cars and showing people