Translation of "Başarısını" in English

0.004 sec.

Examples of using "Başarısını" in a sentence and their english translations:

Başarısını ebeveynlerine bildirdi.

She informed her parents of her success.

Başarısını şansa bağladı.

She attributed her success to luck.

Onun başarısını kıskanıyorum.

I am envious of his success.

Onun başarısını doğal karşıladık.

We took his success for granted.

Başarısını iyi şansa bağladı.

She attributed her success to good luck.

Başarısını çok çalışmaya bağladı.

He attributed his success to hard work.

Başarısını çok çalışmaya bağlar.

He attributes his success to hard work.

O başarısını ailesine borçludur.

He owes his success to his parents.

Tom, Mary'nin başarısını kıskandı.

Tom envied Mary's success.

Başarısını iyi şansa bağlar.

He attributes his success to good luck.

O, kuzeninin başarısını kıskanıyordu.

She was envious of her cousin's success.

Tom, Mary'nin başarısını kıskanıyordu.

Tom was jealous of Mary's success.

Bu şirket, başarısını ona borçludur.

This company owes its success to him.

Onun başarısını sıkı çalışmaya bağladık.

We ascribe his success to hard work.

Bay Brown meslektaşının başarısını kıskanıyor.

Mr Brown is jealous of his colleague's success.

Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.

We were delighted to hear of his success.

Birçok insan Tom'un başarısını kıskanıyor.

Many people envy Tom's success.

Başarısını için onu tebrik ettik.

We congratulated him on his success.

Tom başarısını çok çalışmaya bağladı.

Tom attributed his success to hard work.

Başarısını kutlamak için arkadaşımı aradım.

- I telephoned my friend to congratulate him.
- I called up my friend to congratulate him on his success.

Onların hepsi onun başarısını alkışladılar.

They all applauded his success.

Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.

Jim attributes his success to hard work.

O, başarısını iyi şansa borçludur.

He owes his success to good luck.

Tom başarısını Mary'nin yardımına bağladı.

Tom attributed his success to Mary's help.

Tom başarısını anne-babasına borçlu.

Tom owes his success to his parents.

Onlar bir şişe şarap açarak onun başarısını kutladılar.

They celebrated his success by opening a bottle of wine.

O, başarısını hem çok çalışmaya hem de şansına borçlu.

He owes his success both to working hard and to good luck.

Kendim onun bilincinde değildim, fakat onun başarısını kıskanıyor olabilirim.

I myself was not conscious of it, but I may have been jealous of his success.