Translation of "çalışırım" in German

0.015 sec.

Examples of using "çalışırım" in a sentence and their german translations:

İngilizce çalışırım.

Ich studiere Englisch.

Fransızca çalışırım.

Ich studiere Französisch.

Bazen çalışırım!

Ich lerne ab und zu.

Çok çalışırım.

Ich arbeite hart.

Çok fazla çalışırım.

Ich arbeite zu viel.

Pazar günü çalışırım.

Ich arbeite am Sonntag.

Bu şirkette çalışırım.

Ich arbeite für dieses Unternehmen.

Ben sabahları çalışırım.

- Ich arbeite morgens.
- Ich arbeite am Vormittag.

Okulda Fransızca çalışırım.

Ich lerne in der Schule Französisch.

Evde Fransızca çalışırım.

Ich lerne zu Hause Französisch.

Pazartesi günleri çalışırım.

- Montags arbeite ich.
- Ich arbeite montags.

Uzun saatler çalışırım.

Ich habe eine lange Arbeitszeit.

Tom için çalışırım.

Ich arbeite für Tom.

Ben geceleri çalışırım.

Ich arbeite nachts.

- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazar günü bile çalışırım.

Ich arbeite sogar sonntags.

Zamanım olursa, Fransızca çalışırım.

- Wenn ich Zeit hätte, würde ich Französisch studieren.
- Wenn ich Zeit hätte, würde ich Französisch lernen.

Bütün gün boyunca çalışırım.

Ich arbeite den ganzen Tag lang.

Akşam genelde matematik çalışırım.

Gewöhnlich lerne ich Mathematik abends.

- Korece çalışıyorum.
- Korece çalışırım.

- Ich studiere Koreanisch.
- Ich lerne Koreanisch.

Her gün İngilizce çalışırım.

Ich lerne jeden Tag Englisch.

Her gün Fransızca çalışırım.

Ich lerne jeden Tag Französisch.

Yalnız daha hızlı çalışırım.

Alleine arbeite ich schneller.

- Geceleri çalışıyorum.
- Geceleri çalışırım.

Ich arbeite nachts.

Kırk yılda bir çalışırım.

Ich lerne alle heiligen Zeiten mal.

Ben çok sıkı çalışırım.

Ich arbeite sehr hart.

- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Pazar hariç her gün çalışırım.

- Ich arbeite jeden Tag außer sonntags.
- Ich arbeite täglich außer sonntags.

Ve bir şey yakalamaya çalışırım.

und versuchen, damit etwas zu fangen.

Yerinde olsam, daha çok çalışırım.

Wenn ich du wäre, würde ich eifriger lernen.

Her gün üç saat çalışırım.

Ich studiere jeden Tag 3 Stunden lang.

Ben pazar günü bile çalışırım.

Ich arbeite sogar sonntags.

Ben bir banka için çalışırım.

Ich arbeite für eine Bank.

Matematiği İngilizce kadar çok çalışırım.

Ich lerne für Mathe genauso fleißig wie für Englisch.

Yalnızca sağlıklı gıdaları yemeye çalışırım.

Ich versuche mich gesund zu ernähren.

Ben sadece yarı zamanlı çalışırım.

Ich arbeite nur halbtags.

Ben her zaman sıkı çalışırım.

Ich lerne immer eifrig.

Pazar hariç her gün çalışırım.

Ich arbeite jeden Tag außer sonntags.

Her gün yaklaşık iki saat çalışırım.

- Ich lerne jeden Tag ungefähr zwei Stunden lang.
- Ich lerne jeden Tag ungefähr zwei Stunden.

Bunu haftada bir kez yapmaya çalışırım.

Ich versuche, es einmal in der Woche zu machen.

- Her gün koşarım.
- Her gün çalışırım.

Ich laufe jeden Tag.

Çoğu kez müzik dinleyerek ders çalışırım.

Ich lerne oft, während ich Musik höre.

Her gün bir saat İngilizce çalışırım.

Täglich lerne ich eine Stunde Englisch.

Her gün yarım saat İngilizce çalışırım.

Ich lerne jeden Tag eine halbe Stunde Englisch.

- Hayvanat bahçesinde çalışıyorum.
- Hayvanat bahçesinde çalışırım.

Ich arbeite im Zoo.

İşi ve zevki ayrı tutmaya çalışırım.

- Ich versuche, eine klare Linie zwischen Geschäft und Vergnügung zu ziehen.
- Ich versuche, Geschäft und Vergnügen getrennt zu halten.

Haftada üç kez Tom'la Fransızca çalışırım.

Ich lerne dreimal in der Woche mit Tom Französisch.

Pazar günleri hariç her gün çalışırım.

Ich arbeite jeden Tag außer sonntags.

Her ay maaşımın %10'unu biriktirmeye çalışırım.

Ich versuche, jeden Monat zehn Prozent meines Gehalts zu sparen.

Ya da dalları kullanarak kendi şeklimi değiştirmeye çalışırım.

Mit Stöcken und Blättern verschleiere ich meine Gestalt.

- Her gün İngilizce çalışırım.
- Her gün İngilizce öğreniyorum.

Ich lerne jeden Tag Englisch.

Her sabah saat 6'da Central Park'ta çalışırım.

Ich arbeite jeden Morgen ab 6 Uhr im Central Park.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Oder ich versuche, den Schwanz zu packen und weit weg vom Kopf zu bleiben.

Ya da kuyruğundan tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Oder ich packe sie am Schwanz und bleibe weit weg von ihrem Kopf.

Her sabah saat 6'dan itibaren Central Park'ta çalışırım.

Ich arbeite jeden Morgen ab 6 Uhr im Central Park.

Mümkün olsa sadece hafta sonlarında çalışabilir miyim? Elbette, çalışırım.

Ob ich nur an den Wochenenden arbeiten würde, wenn ich könnte? Natürlich.

Ya da onu kuyruğundan tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Oder wir versuchen, sie am Schwanz zu packen und bleiben weg von ihrem Kopf.

- Cumartesi hariç her gün çalışıyorum.
- Cumartesi hariç her gün çalışırım.

Ich arbeite jeden Tag, außer Samstag.

Ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.

und da unten am zugefrorenen See ein Loch graben und versuchen, Fische zu fangen.

- Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konuda bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.

Wenn ich in Schwierigkeiten geraten bin, versuche ich, einen Ausweg zu finden.

- Her gün yarım saat İngilizce çalışıyorum.
- Her gün yarım saat İngilizce çalışırım.

Ich lerne jeden Tag eine halbe Stunde Englisch.

- Akşam yemeğinden sonra İngilizce çalışırım.
- Akşam yemeğinden sonra İngilizce çalışıyorum.
- Ben akşam yemeğinden sonra İngilizce çalışıyorum.

- Nach dem Essen lerne ich Englisch.
- Ich lerne nach dem Essen Englisch.