Translation of "çalışırım" in English

0.007 sec.

Examples of using "çalışırım" in a sentence and their english translations:

İngilizce çalışırım.

I study English.

Fransızca çalışırım.

I study French.

Bazen çalışırım!

I study sometimes!

Çok çalışırım.

I work hard.

Bu şirkette çalışırım.

I work at this company.

Yalnızca kütüphanede çalışırım.

I only study in the library.

Çok fazla çalışırım.

I work too much.

Pazar günü çalışırım.

I work on Sunday.

Hayvanat bahçesinde çalışırım.

I work at the zoo.

Ben sabahları çalışırım.

I work in the morning.

Okulda Fransızca çalışırım.

I study French at school.

Evde Fransızca çalışırım.

I study French at home.

Elimden geldiğince çalışırım.

I work out whenever I can.

Bahçede sıkı çalışırım.

I work hard in the garden.

Pazartesi günleri çalışırım.

I work on Mondays.

Uzun saatler çalışırım.

I work long hours.

Kendi başıma çalışırım.

- I work alone.
- I work on my own.

Ben dışarıda çalışırım.

I work out.

Tom için çalışırım.

- I work for Tom.
- We work for Tom.

Tom ile çalışırım.

I work with Tom.

Gece saatlerce çalışırım.

I study for many hours at night.

Lisanları hırsla çalışırım.

I study languages ambitiously.

Ben geceleri çalışırım.

I work at night.

Ben çok çalışırım.

I do study a lot.

Boston'da çok çalışırım.

- I work in Boston a lot.
- I often work in Boston.

Her gün çalışırım.

I study every day.

- Ben çok az çalışırım.
- Çok az ders çalışırım.

I study very little.

- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazar günü bile çalışırım.

I work even on Sunday.

Zamanım olursa, Fransızca çalışırım.

If I had time, I would study French.

Bütün gün boyunca çalışırım.

I work all day long.

Sabah bahçede çok çalışırım.

I work hard in the garden in the morning.

Sık sık müzikle çalışırım.

I often study with music.

Yalnız daha hızlı çalışırım.

I work faster alone.

Pazartesiden cumartesiye kadar çalışırım.

I work from Monday through Saturday.

Ben öğleden sonraları çalışırım.

I work afternoons.

Akşam genelde matematik çalışırım.

- I usually study math in the evening.
- I usually study maths in the evening.

- Korece çalışıyorum.
- Korece çalışırım.

I study Korean.

Her gün İngilizce çalışırım.

I study English every day.

Her gün Fransızca çalışırım.

I study French every day.

Arkadaşlarımın kararlarını yargılamamaya çalışırım.

I try not to judge my friends' decisions.

Ben kendim için çalışırım.

I work for myself.

Ben gece vakti çalışırım.

I work in the nighttime.

- Geceleri çalışıyorum.
- Geceleri çalışırım.

I work nights.

Param için çok çalışırım.

I work hard for my money.

Kırk yılda bir çalışırım.

I study once in a blue moon.

Hafta sonları süpermarkette çalışırım.

I work at the supermarket on the weekends.

Ben bir çiftlikte çalışırım.

I work on a farm.

Hep iyimser kalmaya çalışırım.

I always try to stay optimistic.

Uzun yıllardır burada çalışırım.

I've worked here for many years.

Her zaman sıkı çalışırım.

I always work hard.

Ben çok sıkı çalışırım.

I work very hard.

Genellikle kurallara uymaya çalışırım.

I usually try to obey the rules.

Işimde çok sıkı çalışırım.

I work very hard at my job.

Haftada beş gün çalışırım.

I work five days a week.

Sık sık Boston'da çalışırım.

I often work in Boston.

Takımda daha iyi çalışırım.

I work better in a team.

- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Pazar hariç her gün çalışırım.

- I work every day except Sunday.
- I work every day but Sunday.

- Matematiği İngilizceyi çalıştığımdan daha çok çalışırım.
- Matematiğe İngilizceden daha sıkı çalışırım.

I study math harder than I study English.

Ve bir şey yakalamaya çalışırım.

and try and catch myself some game.

Her gün farklı saatler çalışırım.

- Every day I work different hours.
- I work different hours every day.

Yerinde olsam, daha çok çalışırım.

If I were you, I'd study harder.

Televizyon izledikten sonra, ders çalışırım.

I study after I watch television.

Neredeyse her gün spor çalışırım.

I practice sport almost every day.

Pazar hariç her gün çalışırım.

- I work every day except Sunday.
- I work every day but Sunday.
- I work every day save Sundays.

Yerinde olsam daha çok çalışırım.

I'd study harder if I were you.

Her gün üç saat çalışırım.

I study for 3 hours every day.

Ben pazar günü bile çalışırım.

- I work even on Sunday.
- I even work on Sundays.

Ben bir banka için çalışırım.

I work for a bank.

Sonra ilk notaları çalmaya çalışırım.

Then I try to play the first notes.

Matematiği İngilizce kadar çok çalışırım.

I study math as hard as English.

Yalnızca sağlıklı gıdaları yemeye çalışırım.

I try to only eat healthy foods.

Ben sadece yarı zamanlı çalışırım.

I only work part-time.

Pazar dışında her gün çalışırım.

Other than Sundays, I work every day.

Genel tuvaletleri kullanmaktan kaçınmaya çalışırım.

I try to avoid using public restrooms.

Ben her zaman sıkı çalışırım.

I always study hard.

Baskı altında daha iyi çalışırım.

I work better under pressure.

Gürültü olmadığı zaman burada çalışırım.

I study here when there is no noise.

Ben her gün Çince çalışırım.

I study Chinese every day.

Yerinizde olsam başarılı olmaya çalışırım.

If I were you, I would try to be successful.

Her zaman beladan kaçınmaya çalışırım.

I always try to avoid trouble.

Genellikle sınıfın arkasında oturmaya çalışırım.

I usually try to sit in the back of the classroom.

Genellikle dokuzdan beşe kadar çalışırım.

I usually work from nine to five.

Her zaman dakik olmaya çalışırım.

I always try to be punctual.

Her zaman kurallara uymaya çalışırım.

I always try to obey the rules.