Translation of "Şimdilik" in English

0.009 sec.

Examples of using "Şimdilik" in a sentence and their english translations:

Şimdilik.

For the time being.

Şimdilik dedik

We said ‘so far’.

Şimdilik sakinleşiyor.

She is being quiet for the moment.

Şimdilik haklısın.

You're right for now.

Şimdilik güvendeyiz.

We're safe for the moment.

Şimdilik hazırız.

We're done for now.

Şimdilik iyiyim.

I'm OK for now.

Şimdilik, hayır.

For now, no.

Şimdilik gidiyorum.

- I'm taking off now.
- I'm leaving now.
- I'm going.
- I'm going now.

- Galiba şimdilik güvendeyiz.
- Şimdilik muhtemelen güvendeyiz.

We're probably safe for the time being.

- Artık şimdilik onu bırakalım.
- Şimdilik bu kadarla bırakalım.
- Şimdilik böyle kalsın.

Let's leave it at that for now.

Şimdilik iyi gidiyor.

So far, so good. Whoo!

Şimdilik bizimle kalabilirsin.

You can stay with us for the time being.

Şimdilik onunla oynamalısın.

You should play along with him for the time being.

Ben şimdilik iyiyim.

I'm good for now.

Burada şimdilik güvendeyiz.

We're safe here for the moment.

Şimdilik onu unutalım.

Let's forget it for now.

Tom şimdilik iyi.

Tom is fine for the moment.

Haberler şimdilik sansürlenmiştir.

The news was censored for the time being.

Şimdilik sorun yok.

It's all right for now.

Şimdilik konu kalsın.

Let the matter rest for the time being.

Şimdilik, otelde bekleyeceğim.

- For now, I will wait at the hotel.
- For now, I'll wait at the hotel.

Şimdilik hoşça kal.

Bye for now.

Şimdilik yeterince yedim.

I've had enough to eat for now.

Okul bitti... şimdilik...

School is over... for now.

Şimdilik ona söyleme.

Don't tell her just yet.

Biletler şimdilik satılık.

- Tickets are available now.
- Tickets are on sale now.
- Tickets are now on sale.

Şimdilik plan bu.

That's the plan for now.

Şimdilik bu kadar.

That's it for now.

Şimdilik kıpırdamadan dur.

Stay put for now.

Şimdilik benimle kalabilirsin.

You may stay with me for the time being.

O şimdilik istikrarlı.

She's stabilized for the time being.

Şimdilik iyi durumdayız.

We're in good shape right now.

Şimdilik buraya oturalım.

For the time being, let's sit here.

- Şimdilik halamla birlikte kalıyorum.
- Şimdilik teyzemle birlikte kalıyorum.

I'm staying with my aunt for the time being.

- Masa şimdilik oraya yerleştirilebilir.
- Tablo şimdilik oraya yerleştirilebilir.

The table can be placed over there for now.

Nedendir? Bilemiyoruz diyelim şimdilik

Why is that? Let's say we don't know for now

Biz şimdilik Karun diyelim

Let's say Karun for now

Napolyon'un kanatları şimdilik güvende.

Napoleon’s flanks were secure, for now.

Pekâlâ, şimdilik işe yarar.

Well, it'll do for the time being.

Bu şimdilik işimizi görür.

This will do for the time being.

Şimdilik haberin çıkması yasaklandı.

The news was suppressed for the time being.

Şimdilik bu kadar yeterli.

- That's enough for now.
- That will suffice for now.
- That's enough for the time being.

Şimdilik onun sözüne inanmalıyız.

For the time being, we must give him the benefit of the doubt.

Şimdilik sadece benimkini kullan.

Just use mine for now.

En azından şimdilik güvendeyiz.

We're safe, at least for now.

Biz şimdilik burada sıkıştık.

We're stuck here for now.

Şimdilik gitmek için özgürsünüz.

You're free to go for now.

Yapabileceğimizin hepsi bu, şimdilik.

That is all we can do, so far.

Şimdilik bir otelde kalıyorum.

I'm staying at a hotel for the time being.

Sanırım o şimdilik yeterli.

I think that's enough for now.

Şimdilik hepsi bu kadar.

That'll be all for now.

Şimdilik bütün yapabileceğimiz bu.

That's all we can do for now.

Şimdilik bu kadar, arkadaşlar.

That's all for now, folks.

Şimdilik yapabileceğinizin hepsi bu.

It's all you can do for now.

Şimdilik yapabileceğimin hepsi bu.

This is all I can do for now.

O şimdilik yeterli olacaktır.

- That will be enough for now.
- That'll be enough for now.

Şimdilik ona katlanmaya hazırım.

I am prepared to put up with it for the time being.

Ben şimdilik otelde kalacağım.

I will stay at the hotel for now.

Bu şimdilik yeterli olacaktır.

This will suffice for now.

Şimdilik hoşça kal, pop!

So long, pop!

Ben şimdilik yeterince gördüm.

I've seen enough for now.

O şimdilik kâfi gelecektir.

That will be enough for the time being.

Şimdilik büyük tayfun olmayacak.

There will be no big typhoon for the moment.

Şimdilik hiç yorum yok.

There are no comments for now.

Şimdilik bu kalemi kullanabilirsiniz.

You can use this pen for the time being.

Şimdilik, Tom burada kalabilir.

For now, Tom can stay here.

Tom şimdilik burada kalabilir.

Tom can stay here for now.

Tom muhtemelen şimdilik güvende.

Tom is probably safe for the time being.

Tom şimdilik bizimle kalıyor.

For the time being, Tom is staying with us.

- Şimdilik bize kalmamızı tavsiye ettiler.
- Şimdilik bize ayrılmamamızı tavsiye ettiler.

They advised us to stay put for the time being.

O problem şimdilik rafa kaldırıldı.

That problem has been shelved for the time being.

Şimdilik her zaman bana bakıyordu.

She was always staring at me for the time being.

Meseleyi şimdilik olduğu gibi bırakalım.

Let's leave the matter as it is for the present.

Şimdilik söyleyebileceğim her şey budur.

This is all that I can say for now.

Şimdilik her şey yolunda gidiyor.

As yet, everything has been going well.

Şimdilik arkadaşı ile birlikte yaşıyor.

He is living with his friend for the time being.

Şimdilik bu kadar olduğuna inanıyorum.

I believe that's it for now.

Şimdilik, hiçbir şeye ihtiyacımız yok.

- For the time being, we don't need anything.
- For the time being, we need nothing.

Şimdilik sana tüm söyleyebileceğim bu.

That's all I can tell you for now.

Şimdilik, yapabileceğim tek şey bu.

For now, that's the only thing I can do.

Şimdilik hoşça kal, sonra görüşürüz.

So long, see you later.

Şimdilik tüm ihtiyacım olan bu.

That's all I need for now.

Şimdilik buna konsantre olmak istiyorum.

For now, I'd like to concentrate on this.

Şimdilik bir otelde kalmaya niyetliyim.

For the time being, I intend to stay at a hotel.

Şimdilik internet servis sağlayıcımdan memnunum.

For the time being, I'm happy with my internet service provider.

Bunun şimdilik yeterli olması gerekir.

That should be enough for now.

Tom şimdilik güvende, değil mi?

Tom is safe for now, isn't he?

Tom en azından şimdilik güvende.

Tom is safe, at least for now.

- Şimdilik, büyük bir mağazada sekreterlik yapıyor.
- Şimdilik, büyük bir mağazada memurluk yapıyor.

For the time being, she is clerking in a department store.

- Bu işe yarar.
- Şimdilik idare eder.

This'll do.