Translation of "İzlemekten" in English

0.007 sec.

Examples of using "İzlemekten" in a sentence and their english translations:

İzlemekten vazgeçemiyorum.

I can't stop watching.

Televizyon izlemekten bıktı.

He is tired of watching television.

Televizyon izlemekten usandım.

I was tired of watching TV.

TV izlemekten usandım.

I'm tired of watching TV.

Televizyon izlemekten bıktım.

I was tired from watching TV.

Hokey izlemekten hoşlanıyorum.

I like watching hockey.

İzlemekten kendimi alamadım.

I couldn't help but watch.

Kuşları izlemekten hoşlanır.

- She likes birdwatching.
- She likes to observe birds.

Örümcekleri izlemekten hoşlanırım.

I like to watch spiders.

Kelebekleri izlemekten hoşlanırım.

I enjoy watching butterflies.

Beyzbol izlemekten hoşlanmıyorum.

I don't like to watch baseball.

Golf izlemekten hoşlanmam.

I don't enjoy watching golf.

- Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.

Felicja enjoys watching TV.

- Hangi şovları izlemekten hoşlanırsın?
- Hangi televizyon programlarını izlemekten hoşlanırsın?

Which shows do you like to watch?

Ben tv izlemekten hoşlanmıyorum.

I don't like to watch tv.

TV izlemekten keyif aldık.

- We enjoyed watching the TV.
- We enjoyed watching TV.

Tom, futbol izlemekten hoşlanır.

- Tom likes to watch soccer.
- Tom likes to watch football.

Televizyon izlemekten nefret ediyorum.

I hate watching TV.

Biz TV izlemekten hoşlanırız.

We enjoy watching TV.

Film izlemekten hoşlanır mısın?

Do you like to watch movies?

Oyunu izlemekten zevk aldım.

I enjoyed watching the game.

Çocuklar televizyon izlemekten hoşlanıyor.

The children like to watch television.

Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.

- Felicja likes watching television.
- Felicja likes watching telly.
- Felicity likes watching telly.

Köpek yarışını izlemekten hoşlanırım.

I enjoy watching dog racing.

Tom beyzbol izlemekten hoşlanmaz.

- Tom doesn't like watching baseball.
- Tom doesn't like to watch baseball.

Eskiden televizyon izlemekten hoşlanırdım.

I used to enjoy watching TV.

Tom insanları izlemekten hoşlanıyor.

Tom enjoys watching people.

Tom basketbol izlemekten hoşlanır.

Tom likes watching basketball.

O, insanları izlemekten zevk alır.

He finds pleasure in watching people.

Bu sıkıcı oyunu izlemekten usandım.

I've gotten tired of watching this boring game.

Çocukları oynarken izlemekten zevk alırım.

I enjoy watching children play.

Biz TV izlemekten keyf aldık.

We enjoyed watching the TV.

Tom şiddet filmlerini izlemekten hoşlanmaz.

Tom doesn't like watching violent movies.

Sirk gösterisini izlemekten zevk aldım.

I enjoyed watching the circus parade.

Ne tür filmler izlemekten hoşlanırsınız?

What kinds of movies do you like to watch?

Tom TV'de spor izlemekten hoşlanıyor.

- Tom enjoys watching sports on TV.
- Tom likes to watch sports on television.

Tom televizyon izlemekten zevk alır.

Tom enjoys watching TV.

O uyurken onu izlemekten hoşlanıyorum.

I do like watching him when he is asleep.

Dün tv izlemekten zevk aldım.

I enjoyed watching TV yesterday.

Paskalya Törenini izlemekten keyif aldım.

I enjoyed watching the Easter Parade.

Tom, askeri belgeselleri izlemekten hoşlandı.

Tom liked to watch military documentaries.

Porno filmlerini izlemekten hoşlanıyor musunuz?

Do you like watching porn movies?

Tom beyzbol izlemekten hoşlanmıyor mu?

Doesn't Tom enjoy watching baseball?

Hâlâ korku filmlerini izlemekten hoşlanmıyorum.

I still don't like watching horror movies.

Tom, korku filmleri izlemekten hoşlanıyor.

Tom loves to watch horror films.

Tom, TV'de spor izlemekten hoşlanmaz.

Tom doesn't enjoy watching sports on TV.

Ailemdeki herkes TV izlemekten hoşlanıyor.

Everyone in my family enjoys watching TV.

Oyun gösterilerini izlemekten zevk almıyorum.

I don't enjoy watching game shows.

Komşuları Arjantin'i izlemekten başka alternatifleri yoktu.

have any other alternative than looking to their neighbours: Argentina.

Sabah üçe kadar TV izlemekten hoşlanıyor.

- He likes watching TV until three in the morning.
- He likes watching telly till three in the morning.

Tom izlemekten başka bir şey yapamadı.

Tom could do nothing but watch.

Beyzbol oynamak onu izlemekten daha eğlencelidir.

It's more fun to play baseball than to watch it.

Ben gerçekten Power Rangers izlemekten hoşlanıyorum!

I really like to watch Power Rangers!

Tom dans etmesini izlemekten zevk alıyorum.

I enjoy watching Tom dance.

Tom korku filmleri izlemekten hoşlanır mı?

Does Tom enjoy watching horror movies?

Tom sadece izlemekten daha fazlasını yaptı.

Tom did more than just watch.

Tom televizyonda spor izlemekten hoşlanmadığını söylüyor.

Tom says he doesn't enjoy watching sports on TV.

Tom, TV'de spor izlemekten hoşlanmadığını söyledi.

- Tom said he didn't enjoy watching sports on TV.
- Tom said that he didn't enjoy watching sports on TV.

Korku filmlerini izlemekten zevk alır mısınız?

Do you enjoy watching horror movies?

çünkü Yahudilerin öldürülüşünü izlemekten keyif alacağını sanıyordu.

because he thought he would enjoy seeing Jews get killed.

Bazı insanlar korku filmlerini izlemekten zevk alırlar.

Some people derive pleasure from watching horror movies.

İki saat boyunca TV izlemekten zevk aldım.

I enjoyed watching TV for two hours.

Tom diğer insanların tenis oynamalarını izlemekten hoşlanır.

Tom likes to watch other people play tennis.

Tom televizyonda basketbol maçlarını izlemekten zevk alıyor.

Tom enjoys watching basketball games on TV.

Tom dedesiyle TV'de beyzbol maçları izlemekten hoşlanır.

Tom enjoys watching baseball games on TV with his grandfather.

Dün gece gece maçını izlemekten hoşlandın mı?

Did you enjoy watching the night game last night?

Sırt üstü yatıp bulutların geçişini izlemekten hoşlanıyorum.

I like to lie on my back and watch the clouds drift by.

En çok hangi sporu izlemekten zevk alırsın?

Which sport do you most enjoy watching?

Tom televizyon izlemekten başka hiçbir şey yapmaz.

Tom does nothing but watch TV.

Tom eski siyah-beyaz filmleri izlemekten hoşlanıyor.

Tom likes to watch old black and white movies.

Herkes Tom'un dans etmesini izlemekten keyif aldı.

Everybody enjoyed watching Tom dance.

Tom hâlâ korku filmleri izlemekten hoşlanıyor mu?

Does Tom still enjoy watching horror movies?

Hala çizgi film izlemekten keyif alıyor musun?

Do you still enjoy watching cartoons?

- Televizyon izlemekten gına geldi. Kalk başka bir şey yapalım.
- Televizyon izlemekten bıktım. Başka bir şey yapalım.

I'm tired of watching TV. Let's do something else.

Bütün gün TV izlemekten başka bir şey yapmadı.

He did nothing but watch TV all day.

Tom korku filmleri izlemekten zevk alıyor gibi görünüyor.

Tom seems to enjoy watching horror movies.

- Büyükannem TV izlemeyi seviyor.
- Büyükanne televizyon izlemekten hoşlanır.

Grandma likes watching TV.

Tom ve Mary'nin dart oynadıklarını izlemekten asla bıkmam.

I never get tired of watching Tom and Mary play darts.

Tom'un televizyonda beyzbol izlemekten zevk almadığından oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom doesn't enjoy watching baseball on TV.

Bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmaz.

He does nothing but watch TV all day long.

Tom'un yaptıklarını izlemekten daha iyi yapacak işlerim var.

I've got better things to do than to keep track of what Tom's doing.

Tom TV izlemekten başka bir şey yapmak istemiyor.

Tom doesn't want to do anything but watch TV.

Tom, Mary ve John'un dövüşmesini izlemekten hoşlanıyor gibi görünüyordu.

Tom seemed to enjoy watching Mary and John fighting.

"TV izlemekten usandım. Başka bir şey yapalım." "Ne gibi?"

"I'm tired of watching TV. Let's do something else." "Like what?"

Tom gün boyunca televizyon izlemekten başka bir şey yapmaz.

Tom does nothing but watch TV all day long.

Tom bütün gün TV izlemekten başka hiçbir şey yapmaz.

Tom does nothing but watch TV all day.

Tom bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmadı.

- Tom did nothing but watch TV all day.
- Tom did nothing but watch TV all day long.

Tom ve ben ikimiz de korku filmleri izlemekten hoşlanıyoruz.

- Tom and I both enjoy watching horror movies.
- Both Tom and I enjoy watching horror movies.

Tom ve Mary aynı tür filmleri izlemekten hoşlanıyor mu?

Do Tom and Mary like to watch the same kind of movies?

- Ben televizyonda futbol izlemekten hoşlanırım.
- TV'de futbol maçı izlemeyi seviyorum.

I enjoy watching soccer on TV.

Tom sadece rıhtımda oturmaktan ve martıları izlemekten hoşlanıyor gibi görünüyor.

Tom seems to enjoy just sitting on the dock and watching the seagulls.

Tom bütün gün boyunca TV izlemekten başka bir şey yapmadı.

Tom did nothing but watch TV all day long.

Tom, You Tube'daki eski siyah beyaz filmleri izlemekten keyif alır.

Tom enjoys watching old black and white movies on YouTube.

- Annem televizyon seyretmekten nefret eder.
- Annem televizyon izlemekten nefret eder.

- My mother hates watching the television.
- My mother hates watching television.
- My mother hates to watch television.
- My mother hates to watch the television.

- Tom şiddet filmlerini izlemekten hoşlanmaz.
- Tom şiddet filmleri izlemeyi sevmiyor.

Tom doesn't like watching violent movies.

Tom, küçük kızlar için yapılmış Japon çizgi filmlerini izlemekten hoşlanıyor.

Tom loves watching Japanese cartoons made for little girls.

- Televizyonda futbol izlemekten zevk alıyorum.
- TV'de futbol maçı izlemeyi seviyorum.

I enjoy watching football on TV.

Tom Mary'nin nehrin aşağısına doğru sürüklenişini izlemekten başka bir şey yapamadı.

Tom could do nothing but watch Mary being swept down the river.

- Annem TV izlemeyi sevmiyor.
- Annem TV izlemeyi sevmez.
- Annem televizyon izlemekten hoşlanmaz.

- My mother doesn't like watching TV.
- My mother doesn't like to watch TV.
- My mother does not like television.
- My mother does not like to watch the television.
- My mother does not like watching the television.