Translation of "İspanyol" in English

0.007 sec.

Examples of using "İspanyol" in a sentence and their english translations:

İspanyol supermarketinde.

in a Spanish supermarket.

Ebeveynlerim İspanyol.

My parents are Spanish.

İspanyol bir gazeteciyim.

I am a Spanish reporter.

İspanyol Büyükelçiliği nerededir?

Where is the Spanish embassy?

İspanyol ekonomisi parçalanıyor.

The Spanish economy is falling apart.

Tapas İspanyol mezeleridir.

Tapas are Spanish appetizers.

"Arkadaşları nereli?" "İspanyol."

"Where are his friends from?" "Spain."

İspanyol halkına şunları söyledi:

He told the Spanish people:

İngiliz, İspanyol, Roma, Moğol...

the British, the Spanish, The Roman, The Mongols…

Ailemizin İspanyol kökleri vardır.

Our family has Spanish roots.

İspanyol omletlerini de severim!

- I love Spanish omelettes, too!
- I love potato cakes, too.

Lanzarote bir İspanyol adasıdır.

Lanzarote is a Spanish island.

Bir İspanyol ile çalışıyorum.

I'm working with a Spaniard.

İspanyol arkadaşımın adı Enrique.

My Spanish friend is called Enrique.

O benim İspanyol profesörüm.

He is my Spanish professor.

O benim İspanyol profesörümdü.

She was my Spanish professor.

Zaragoza bir İspanyol kentidir.

Zaragoza is a Spanish town.

Ben İspanyol radyosunu dinliyorum.

I listen to the Spanish radio.

Biraz İspanyol yemeğine dersin?

How about some Spanish food?

Carmen bir İspanyol ismidir.

Carmen is a Spanish name.

O bir İspanyol adı.

It's a Spanish name.

Babam İspanyol değil, Portekizli.

My father is not Spanish, he is Portuguese.

Ben onun İspanyol olduğunu biliyorum.

I know that she is Spanish.

Tapas tipik bir İspanyol yemeğidir.

Tapas are a typical Spanish dish.

Salvador Dalí İspanyol bir artistti.

Salvador Dalí was a Spanish artist.

Hiç kimse İspanyol Engizisyonu beklemiyor!

Nobody expects the Spanish Inquisition!

İngiltere, İspanyol ürünü ithal ediyor.

England imports Spanish produce.

İspanyol askerleri dumansız barut kullanırdı.

The Spanish soldiers used smokeless gunpowder.

İspanyol ilk olarak ateş etti.

The Spanish fired first.

Hiç İspanyol barına gittin mi?

Have you ever gone to a Spanish bar?

Sami, İspanyol edebiyatı dersi verir.

Sami teaches Spanish literature.

Valdés adında bir İspanyol fatihine dayanıyor,

back to a Spanish conquistador called Valdés,

İngilizceyi bir İspanyol ineği gibi konuşur.

He speaks English like a Spanish cow.

Belki o İtalyan ya da İspanyol.

Maybe he is Italian or Spanish.

Nikaragua yerlileri, diğer Nikaragualılara 'İspanyol' derler.

Nicaraguan Native Americans call other Nicaraguans 'the Spanish.'

Bir İspanyol ekmeği Meksika ekmeğinden farklıdır.

A spanish tortilla is different from a Mexican one.

O, İspanyol sınırına doğru, güneye kaçtı.

She fled south towards the Spanish border.

İspanyol erkekleri İngiliz erkeklere tercih ederim.

I prefer Spanish men to English.

İspanyol takvimde hafta pazartesi ile başlar.

In the Spanish calendar, the week begins with Monday.

O İspanyol çocuk Mozart arya söyleyebilir.

That Spanish boy can sing a Mozart aria.

İspanyol hükümeti ciddi kemer sıkma bütçesini duyurdu.

The Spanish government has announced a severe austerity budget.

O bir İspanyol için iki defa hatalıydı.

She was twice mistaken for a Spaniard.

- Patates, İspanyol ordusu için önemli bir besin kaynağıydı.
- Patates, İspanyol ordusu için önemli bir besin kaynağı idi.

The potato was an important food source for the Spanish army.

General Blake'in İspanyol ordusuna karşı ilk savaşları , Alcañiz'de

Their first battle together, against General Blake’s Spanish army, ended in a humiliating

Birçok İspanyol gerilla çetesine karşı koruma sözü verdi .

behaved no better than bandits.

Bu 60 centten, İspanyol çiftçi 30 cent kazanır.

From those 60 cents, the Spanish farmer would get 30 cents.

Teknik olarak konuşursak, ölüm, İspanyol kasabası Lanjarón'da yasaklanmıştır.

Technically speaking, death is prohibited in the Spanish town of Lanjarón.

Bu İspanyol kalesi güzel bir kutsal tapınağa dönüştürüldü.

This Spanish fortress was converted into a beautiful holy shrine.

Alman, Yunan, Letonyalı ya da İspanyol olmaları fark etmeksizin

be they German, Greek, Latvian or Spaniards,

İspanyol, Portekizli ve İtalyan Londra'yı gidilecek yer olarak gördü.

who wanted to leave their countries, saw London as the main destination.

İspanyol BBVA, bu ülkeye uzunca bir süre yatırım yaptı

the Spanish BBVA, invested on this country big time.

İspanyol BBVA, Fransız BNP Paribas ya da İtalyan UNICREDIT

Banks like the Spanish BBVA, the French BNP Paribas or the Italian UNICREDIT have lent

Orada Jose ve Josbi adında iki İspanyol itfaiyeci vardı.

There were two Spanish firemen, called José and Josbí.

Bazıları, İspanyol Pansiyonu'nun pornografik bir film olduğunda ısrar ediyorlar.

Some insist that the Spanish hostel is a pornographic film.

Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.

Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.

Akşam yemeği için bana bir İspanyol omleti yapabilir misin?

Can you make me a Spanish omelette for dinner please?

Tom, İspanyol şarabı ve Şili şarabı arasındaki farkı söyleyemez.

Tom can't tell the difference between Spanish wine and Chilean wine.

Meksikalılar Amerika Birleşik Devletlerindeki en büyük İspanyol kökenli gruptur.

Mexicans are the largest group of Hispanic origin in the United States of America.

Bir İspanyol ordusunu bozguna uğratarak düşmanı iki yöne kaçmaya gönderdi.

army at the Battle of Tudela, sending  the enemy fleeing in two directions.

İspanyol askerleri ve siviller şehri efsanevi cesaretle savundu, ancak Lannes'in liderliği

Spanish soldiers and civilians defended the city  with legendary courage, but Lannes’ leadership  

Saguntum'da daha büyük bir İspanyol kuvvetini yendi… sonra büyük Valencia şehrini

He defeated a larger Spanish force at Saguntum… then took the great city of Valencia, along

Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.

She has an extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.

Yahudiler, İspanyol Engizisyonundan kaçtılar ve on beşinci asırda Osmanlı İmparatorluğu'na sığındılar.

Jews fled the Spanish Inquisition and took shelter in the Ottoman Empire in the fifteenth century.

İlk olarak Valparaíso'daki İspanyol limanını vurdu. Oradan Şilili altını ve şarabı çaldı.

First he hit the Spanish port of Valparaíso, where he took Chilean gold and wine.

Kotası koyuyor. Bunun anlamı Polonyalı ya da İspanyol bir çiftçi istediği gibi

the European area. This means Polish or a Spanish farmers cannot produce or sell all

16. yüzyılda Akdeniz'de Türk ve İspanyol korsanlar birbirleriyle sık sık mücadele ettiler

In the sixteenth century, Turkish and Spanish pirates were often encountered in the Mediterranean.

Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.

Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.

Bir İspanyol ata sözüne göre eğer ateist olmak istemiyorsan asla İncil okumamalısın.

According to a Spanish proverb you should never read the Bible, unless you want to become an atheist.

Galyalı müttefikler İspanyol ve Libyalı piyadeler her iki taraflarında olacak şekilde pozisyon alıyor.

Gallic allies in the center, with Spanish and Lybian infantry on either side.

Bir Avrupa etnik kökene sahip olmasının sebebi budur. (Ağırlıklı olarak İspanyol ve İtalyan)

most of the Uruguayans have a European ethnicity, mainly Spanish and Italian roots.

"Yüzyıllık Yalnızlık" İspanyol edebiyatının "Don Kişot"tan bu yana en önemli eseri sayılır.

"One Hundred Years of Solitude" is considered the most important work of Spanish literature since "Don Quixote."

Kraliyet tarzında yaşadı ve ünlü bir şekilde İspanyol kiliselerini o kadar büyük bir ölçekte yağmaladı ki

He lived in royal style, and notoriously, looted Spanish churches on such a scale that

Önceden bir İspanyol kolonisi ve sonra bir Amerikan kolonisi olan , Porto Riko, Karayipler'de küçük bir ada.

First a Spanish colony and then an American one, Puerto Rico, a small island in the Caribbean,

Kristof Kolomb bir kaşif değildi çünkü denizi seviyordu. O bir kaşifti çünkü İspanyol hapishanelerinden nefret ediyordu.

Christopher Columbus wasn't an explorer because he loved the sea. He was an explorer because he hated Spanish jails.

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.

An Englishman, a Scotsman, an Irishman, a Welshman, a Gurkha, a Latvian, a Turk, an Aussie, a German, an American, an Egyptian, a Japanese, a Mexican, a Spaniard, a Russian, a Pole, a Lithuanian, a Jordanian, a Kiwi, a Swede, a Finn, an Israeli, a Romanian, a Bulgarian, a Serb, a Swiss, a Greek, a Singaporean, an Italian, a Norwegian, an Argentinian, a Libyan and a South African went to a night club. The bouncer said: "Sorry, I can't let you in without a Thai."