Translation of "övgü" in English

O, birçok övgü aldı.

He received a lot of praise.

O, ona övgü yağdırdı.

She heaped praise upon him.

Öğretmen Tanaka'yı övgü için ayırdı.

The teacher singled out Tanaka for praise.

O, her zaman övgü bekliyor.

He is always looking for praise.

Yeni kitabı dergilerden övgü aldı.

His new book received accolades from the magazines.

Onun üzerine birçok övgü aldım.

I got a lot of compliments on it.

Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.

Praise stimulates students to work hard.

Her satıcı mallarından övgü ile bahseder.

Every salesman sings the praises of his wares.

Onun kitabı özel övgü için seçildi.

His book has been singled out for special praise.

Oğlu hakkında övgü dolu sözler söyledi.

He spoke well of his son.

Diğer üç kişi özel övgü için seçildi.

Three other people were singled out for special praise.

Tom her zaman övgü için balık tutuyor.

Tom is always fishing for compliments.

- İnsanlar senden eleştiri talep ederler fakat sadece övgü isterler.
- İnsanlar senden eleştiri talep ederler ama sadece övgü isterler.
- İnsanlar senden eleştiri talep ederler ancak sadece övgü isterler.

People ask you for criticism, but they only want praise.

Engellemeye çalıştığı için övgü aldı - ancak başarılı olamadı.

General Dumouriez, defecting to the  Austrians – though he was not successful.

Çocuğu boğulmaktan kurtarmak için onun cesareti övgü üstü.

His bravery to save the child from drowning is above praise.

Ancak bugün, belki de eski filozoflarımıza bir övgü olarak

But today, perhaps as an ode to our ancient philosophers,

Şükürler olsun bir övgü ifadesi ya da Allaha şükürdür.

Hallelujah is an expression of praise or thanks to God.

Saldırgan liderliği General Masséna'dan, ardından Dego'da General Bonaparte'den övgü aldı ve Lannes'ı

aggressive leadership won praise from General  Masséna, then, at Dego, from General Bonaparte  

Askeri yeteneklerinden dolayı övgü gördü. Fakat kendisinin sert ve korkusuzca Müslüman olmayı istememesi

for his soldierly qualities, but his roughness and fearless resistance to becoming a Muslim

Savaştan sonra Lannes, İmparator tarafından övgü için Soult'un değil, Soult'un seçilmesi yüzünden çileden çıktı

After the battle, Lannes was infuriated  that Soult, and not he, was singled out