Translation of "örneğini" in English

- Onun örneğini izleyin.
- Onun örneğini takip edin.

Follow his example.

Matematik örneğini düşünün.

Take math as an example.

Onun örneğini izleyin.

Follow his example.

Bu cümle örneğini silmeyin.

Do not delete this example sentence.

Tom'un örneğini takip etmelisin.

You should follow Tom's example.

Onun örneğini takip etmeliyiz.

We should follow his example.

Tom'un örneğini takip ettim.

I followed Tom's example.

Onun örneğini takip etme.

Don't follow his example.

Onlar DNA örneğini kaybettiler.

They lost the DNA sample.

Iki temsili evren örneğini görüyorsunuz.

with two different kinds of dark matter.

Neden onun örneğini takip etmiyorsun?

Why don't you follow her example?

Tom'un örneğini niçin takip etmiyorsunuz?

Why don't you follow Tom's example?

Sami; Leyla'nın örneğini takip etmeli.

Sami should follow Layla's example.

Daha fazla eyalet Teksas örneğini takip edecek mi?

Will more of the States follow the example of Texas?

- Biz onun dersini izlemeliyiz.
- Onun örneğini takip etmeliyiz.

We should follow his example.

- Ben annemin örneğini izledim.
- Ben, annemin izinden gittim.

I followed my mother's example.

Petrole dayanan ekonomilerini değiştirmelerini sağlayacak. Dubai örneğini uygulamak istiyorlar.

oil, following Dubai´s example in some ways we because, as we saw in a previous video,

Bu modelin iyi bir örneğini ''Dubai Uluslararası Finans Merkezi'nde''

We can find a good example of this model in the so-called "Dubai International Financial

O, diğerlerini ve onların örneğini takip ederek golf öğrendi.

He learned golf by watching others and following their example.

Neredeyse tanıdığım her kadın cinsel tacizin bir örneğini yaşadı.

Nearly every woman I know has experienced some instance of sexual harassment.