Translation of "ölü" in English

0.014 sec.

Examples of using "ölü" in a sentence and their english translations:

Akü ölü.

The car battery is dead.

- Ölü bir dil.
- Ölü bir dildir.

It is a dead language.

Ölü gibi hissettim.

I felt like I was dead.

Paolo ölü bulundu.

Paolo was found dead.

Ölü numarası yapma.

Don't play dead.

Ben ölü değilim.

- I'm not dead.
- I am not dead.

Bu adam ölü.

This man is dead.

Onlar ölü bulundular.

They were found dead.

O adam ölü.

That man is dead.

Ölü köpekler ısırmaz.

Dead dogs don't bite.

Onlar ölü değil.

They're not dead.

Ölü insanlar konuşamazlar.

Dead men tell no tales.

Ölü gibi hissediyorum.

I feel like death.

Tom ölü görünüyor.

Tom looks dead.

Onlar ölü görünüyorlar.

They appear dead.

Onlar ölü değiller.

- They aren't dead.
- They're not dead.

Tom ölü bulundu.

Tom was found dead.

Tom şimdi ölü.

- Tom is now dead.
- Tom is dead now.

Leyla ölü yatıyordu.

Layla lay dead.

Pillerin hepsi ölü.

The batteries are all dead.

Sami ölü değildi.

Sami was not dead.

Ölü bir dil.

It is a dead language.

"O ölü mü yoksa diri mi?" "O ölü."

"Is he alive or dead?" "He's dead."

Ona ölü gözüyle bakmalısın.

You must give him up for dead.

Lütfen ölü yapraklardan kurtulun.

Please get rid of the dead leaves.

Ölü yaprakların düşüşünü izliyordu.

- She was watching the dead leaves falling.
- She was watching the dead leaves fall.

Ağacın ölü dallarını budadı.

He cut away the dead branches from the tree.

Onlar seni ölü istiyor.

They want you dead.

Tom bizi ölü istiyor.

Tom wants us dead.

Tom Mary'yi ölü istiyordu.

Tom wanted Mary dead.

Latince ölü bir dildir.

Latin is a dead language.

Ölü olanlar burada olmayacak.

The dead ones won't be here.

Sen ölü bir adamsın.

You're a dead man.

Tom yerde ölü yatıyor.

Tom is lying on the floor, dead.

Tom ölü olarak kaydedildi.

Tom is listed as dead.

Biz ölü kadar iyiyiz.

We're as good as dead.

Keşke şimdi ölü olsam.

Now I wish I was dead.

Tom ölü gibi yatıyordu.

Tom lay perfectly still.

Biz şimdi ölü gibiyiz.

We're as good as dead now.

Onlar muhtemelen zaten ölü.

They're probably already dead.

Ne dedin? Ölü mü?

What did you say? Dead?

Ölü gibi görünüyorsun dostum.

You look dead, bud.

Ölü yaprak yeryüzüne düştü.

A dead leaf fell to the ground.

Bu ağaç ölü görünüyor.

This tree looks dead.

- Ölmüş değilsin.
- Ölü değilsiniz.

You aren't dead.

Herkes Tom'u ölü istedi.

Everybody wanted Tom dead.

Liz 8 yıldır ölü.

Liz has been dead for eight years.

Sen ölü gibi görünüyorsun.

You look like death.

Görünüşe göre, onlar ölü.

Apparently, they're dead.

Kim seni ölü ister?

Who would want you dead?

Kim bizi ölü ister?

Who would want us dead?

Kim onları ölü ister?

Who would want them dead?

Kim beni ölü ister?

Who would want me dead?

Kim onu ölü ister?

Who would want him dead?

Tom oracıkta ölü bulundu.

Tom was found dead on the spot.

Tom'un ölü olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is dead.
- I think that Tom is dead.

Ölü hakkında saygısızca konuşmamalısın.

You must not speak disrespectfully of the dead.

Ölü hakkında saygısızca konuşmamalıyız.

We must not speak disrespectfully of the dead.

Tom odasında ölü bulundu.

Tom was found dead in his room.

Tom yatağında ölü bulundu.

Tom was found dead in his bed.

Tom ormanda ölü bulundu.

Tom was found dead in the woods.

Fadıl evinde ölü bulundu.

Fadil was found deceased in his apartment.

O ölü bir ağaç.

It's a dead tree.

Ölü balık gibi kokuyor.

It smells like dead fish.

O ölü bir dildir.

- It's a dead language.
- It is a dead language.

Bu pillerin hepsi ölü.

These batteries are all dead.

O on yıldır ölü.

He's been dead ten years.

Tom ölü gibi görünüyordu.

Tom looked like he was dead.

Mary, ofisinde ölü bulundu.

Mary was found dead in her office.

Mary, garajında ölü bulundu.

Mary was found dead in her garage.

Tom ofisinde ölü bulundu.

Tom was found dead in his office.

Tom garajında ​​ölü bulundu.

Tom was found dead in his garage.

Sami yatağında ölü yatıyordu.

- Sami was lying dead in his bed.
- Sami lied dead in his bed.

Tom arabasında ölü bulundu.

Tom was found dead in his car.

- Öldüm mü?
- Ölü müyüm?

Am I dead?

Tom evinde ölü bulundu.

Tom was found dead in his apartment.

Bu ölü bir dağ keçisi.

It's a dead chamois.

Kafanın üzerindeki o ölü ışını.

that death ray over your head.

Şamanizme göre ölü bedenden ruh

According to shamanism, the soul from the dead body

Aslan ölü zürafanın etini kopardı.

The lion ripped the flesh from the dead giraffe.

Antlaşma artık ölü bir evrak.

The treaty is now a dead letter.

O, ölü karısının anısını yaşattı.

He cherished the memory of his dead wife.

Hem annesi hem babası ölü.

Both his father and mother are dead.

Ölü adamın akciğerlerinde su bulundu.

Water was found in the dead man's lungs.