Translation of "öğretmekten" in English

Fransızca öğretmekten hoşlanırım.

- I enjoy teaching French.
- I love teaching French.
- I like teaching French.

Fransızca öğretmekten zevk almıyorum.

I don't enjoy teaching French.

Tom, Fransızca öğretmekten hoşlanıyor.

Tom enjoys teaching French.

Fransızca öğretmekten nefret ediyorum.

I hate teaching French.

Tom öğretmekten gerçekten keyif aldı.

Tom really enjoyed teaching.

Tom, Fransızca öğretmekten hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoys teaching French.
- Tom said that he enjoys teaching French.

Tom, Fransızca öğretmekten nefret eder.

Tom hates teaching French.

Sana o şarkıyı öğretmekten mutlu olurum.

I would be happy to teach you that song.

Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.

- Teaching children is easier than teaching adults.
- It's easier to teach children than adults.

Genç çocuklara yüzme öğretmekten zevk almıyorum.

I don't enjoy teaching young children to swim.

Tom Fransızca öğretmekten hoşlanıyor gibi görünüyordu.

Tom seemed to enjoy teaching French.

Ebeveynleri etraftayken çocuklara yüzme öğretmekten zevk almıyorum.

I don't enjoy teaching children to swim when their parents are around.

O okulda öğretmekten vazgeçtiğinden beri ne kadar süre oldu?

How long has it been since you gave up teaching at that school?