Translation of "Hoşlandığını" in English

Ondan hoşlandığını sanıyorum.

I suppose you like him.

Şirketimden hoşlandığını düşündüm.

- I thought you enjoyed my company.
- I thought that you enjoyed my company.

Gösteriden hoşlandığını umuyorum.

I hope you enjoyed the show.

Çiçeklerden hoşlandığını söylüyor.

He says he likes flowers.

Gezinden hoşlandığını umuyorum.

I hope you have enjoyed your trip.

Ondan hoşlandığını düşünüyordum.

I thought you liked her.

Tom'dan hoşlandığını umuyorum.

I hope you like Tom.

Bundan hoşlandığını umuyorum.

I hope you're enjoying this.

Akşam yemeğinden hoşlandığını umuyorum.

I do hope you enjoyed the dinner.

Tom'un neden hoşlandığını biliyorum.

I know what Tom likes.

Tom partiden hoşlandığını söyledi.

- Tom said that he enjoyed the party.
- Tom said he enjoyed the party.

Golften hoşlandığını söylediğini sandım.

- I thought you said you enjoyed golf.
- I thought that you said you enjoyed golf.
- I thought that you said that you enjoyed golf.

O eylemden hoşlandığını biliyordum.

I knew you liked that action.

Senin, işinden hoşlandığını düşünüyorum.

I think you like your job.

Tom gösteriden hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoyed the show.
- Tom said that he enjoyed the show.

Tom bundan hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoyed it.
- Tom said that he enjoyed it.

Tom ondan hoşlandığını söyledi.

- Tom said he liked it.
- Tom said that he liked it.

Ondan hoşlandığını itiraf etti.

She confessed to liking him.

Senin ondan hoşlandığını biliyorum.

I know you like him.

Tom'un bundan hoşlandığını biliyorum.

- I know Tom would've liked that.
- I know Tom would have liked that.
- I know that Tom would've liked that.

Onun ondan hoşlandığını düşünüyorum.

I think she likes him.

Tom'un Mary'den hoşlandığını biliyorum.

- I know Tom likes Mary.
- I know that Tom likes Mary.

Tom yemekten hoşlandığını söyledi.

Tom said that he enjoyed the food.

Tom konserden hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoyed the concert.
- Tom said that he enjoyed the concert.

Senin Tom'dan hoşlandığını düşünmüştüm.

- I thought you liked Tom.
- I thought that you liked Tom.

Tom'un ıspanaktan hoşlandığını düşünmüyorum.

- I don't think Tom likes spinach.
- I don't think that Tom likes spinach.

Tom'un yüzmekten hoşlandığını sanmıyorum.

- I don't think Tom likes to swim.
- I don't think that Tom likes to swim.

Bunu yapmaktan hoşlandığını bilmiyordum.

- I didn't know you enjoyed doing that.
- I didn't know that you enjoyed doing that.

Benden hoşlandığını söylemedi bile.

He didn't even say that he liked me.

Tom'un ondan hoşlandığını biliyorum.

- I know Tom likes it.
- I know that Tom likes it.

Onun hangisinden hoşlandığını bilmek istiyorum.

I'd like to know which he likes.

O, ondan çok hoşlandığını söylüyor.

She says that she enjoyed it very much.

O ondan çok hoşlandığını söylüyor.

He says that he enjoyed it very much.

Senin aşk romanlarından hoşlandığını sanıyordum.

- I thought you liked romance novels.
- I thought that you liked romance novels.

Benimle olmaktan hoşlandığını düşünmeye başlıyorum.

I'm starting to think you enjoy being with me.

O bana aksanımdan hoşlandığını söyledi.

He told me that he liked my accent.

Tom'dan hoşlandığını aklımdan bile geçirmemiştim.

- I didn't think you even liked Tom.
- I didn't think that you even liked Tom.

Tom'un aşk romanlarından hoşlandığını keşfettim.

I found out Tom likes romance novels.

Tom'un önceleri nelerden hoşlandığını biliyorum.

I know what Tom used to like.

Tom'un Mary'den hoşlandığını nasıl biliyorsun?

How do you know Tom likes Mary?

Tom'un Mary'den neden hoşlandığını anlayabiliyorum.

I can see why Tom likes Mary.

Herkes Jessie'nin senden hoşlandığını biliyor.

Everyone knows that Jessie has a thing for you.

Tom'un kayak yapmaktan hoşlandığını sanmıyorum.

- I don't think Tom likes to ski.
- I don't think that Tom likes to ski.

Tom'un Meryem'den hoşlandığını herkes biliyor.

- Everybody knows that Tom likes Mary.
- Everyone knows that Tom likes Mary.
- Everybody knows Tom likes Mary.
- Everyone knows Tom likes Mary.

Tom, Mary'nin nelerden hoşlandığını biliyordu.

Tom knew what Mary liked.

Tom Mary'nin neyden hoşlandığını biliyor.

Tom knows what Mary likes.

Tom, senin beyzboldan hoşlandığını söyledi.

- Tom said you liked baseball.
- Tom said that you liked baseball.

Tom, Mary'nin ondan hoşlandığını biliyor.

- Tom knows that Mary likes him.
- Tom knows Mary likes him.

Dan, Linda'nın nelerden hoşlandığını biliyordu.

Dan knew what Linda liked.

Tom ondan çok hoşlandığını söyledi.

Tom said that he enjoyed it very much.

Tom Mary'nin regeden hoşlandığını bilir.

- Tom knows Mary likes reggae.
- Tom knows that Mary likes reggae.

Tom'un ne içmekten hoşlandığını biliyorum.

I know what Tom likes to drink.

Tom Mary'ye ondan hoşlandığını söyledi.

- Tom told Mary he liked her.
- Tom told Mary that he liked her.

Herkesin partiden hoşlandığını düşünüyor musunuz?

Do you think everyone enjoyed the party?

Tom'un yürüyüş yapmaktan hoşlandığını düşünmüyorum.

- I don't think Tom enjoys hiking.
- I don't think that Tom enjoys hiking.

Tom'un burada olmaktan hoşlandığını sanmıyorum.

- I don't think Tom enjoys being here.
- I don't think that Tom enjoys being here.

Tom'un bizimle takılmaktan hoşlandığını sanmıyorum.

- I don't think Tom likes hanging out with us.
- I don't think that Tom likes hanging out with us.

Tom bunu yapmaktan hoşlandığını söylüyor.

- Tom says he likes to do that.
- Tom says he likes doing that.

Senin onu yapmaktan hoşlandığını bilmiyordum.

- I didn't know you used to enjoy doing that.
- I didn't know that you used to enjoy doing that.

Onu yapmaktan hoşlandığını söylediğini sanmıştım.

- I thought you said you enjoyed doing that.
- I thought that you said you enjoyed doing that.

Tom'un bunu yapmaktan hoşlandığını düşündüm.

- I thought Tom enjoyed doing that.
- I thought that Tom enjoyed doing that.

Tom, Fransızca öğretmekten hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoys teaching French.
- Tom said that he enjoys teaching French.

Tom, Fransızca okumaktan hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoys studying French.
- Tom said that he enjoys studying French.

Tom bunu yapmaktan hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoyed doing that.
- Tom said that he enjoyed doing that.

Tom, Mary'nin konuşmasından hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoyed Mary's speech.
- Tom said that he enjoyed Mary's speech.

Tom'un Mary'den hoşlandığını bilmiyor muydun?

Didn't you know Tom likes Mary?

Tom bana konserden hoşlandığını söyledi.

- Tom told me he enjoyed the concert.
- Tom told me that he enjoyed the concert.

Tom bana kardan hoşlandığını söyledi.

- Tom told me he liked snow.
- Tom told me that he liked snow.

Tom bana yağmurdan hoşlandığını söyledi.

- Tom told me he liked rain.
- Tom told me that he liked rain.

Tom bana bundan hoşlandığını söyledi.

- Tom told me he enjoyed it.
- Tom told me that he enjoyed it.

Tom tişörtümün renginden hoşlandığını söyledi.

- Tom said he liked the color of my T-shirt.
- Tom said that he liked the color of my T-shirt.

Tom gerçekten filmden hoşlandığını söyledi.

- Tom said he really enjoyed the movie.
- Tom said that he really enjoyed the movie.

Tom gerçekten konserden hoşlandığını söyledi.

- Tom said he really enjoyed the concert.
- Tom said that he really enjoyed the concert.

Sami insanlara Leyla'dan hoşlandığını söyledi.

Sami told people that he liked Layla.

Tom'un burada yaşamaktan hoşlandığını biliyorum.

- I know that Tom likes living here.
- I know Tom likes living here.

- Tom Mary'nin şarkı söylemesinden hoşlandığını söylüyor.
- Tom Mary'nin şarkı söyleme tarzından hoşlandığını söylüyor.

Tom says he likes the way Mary sings.

Bilirsin, Tom'un gerçekten senden hoşlandığını düşünüyorum.

You know, I think that Tom really liked you.

Tom'un ne tür müzikten hoşlandığını düşünüyorsun?

What kind of music do you think Tom likes?

Onun hangi renkten hoşlandığını biliyor musun?

Do you know what color she likes?

Tom bana araba sürmekten hoşlandığını söyledi.

- Tom told me that he enjoyed the drive.
- Tom told me he enjoyed the drive.

Tom gerçekten dans etmekten hoşlandığını söylüyor.

Tom says he actually enjoys dancing.

Tom ondan hoşlandığını Mary'ye söylemeye çalıştı.

Tom tried to tell Mary that he liked her.

Tom'un gerçekten senden hoşlandığını düşünüyor musun?

Do you really think Tom liked you?

Tom bana konserlere gitmekten hoşlandığını söyledi.

Tom told me you liked going to concerts.

Sanırım Tom, Mary'nin ondan hoşlandığını sandı.

- I think Tom thought Mary liked him.
- I think that Tom thought Mary liked him.

Tom'un Boston'da yaşamaktan gerçekten hoşlandığını duydum.

- I hear that Tom really likes living in Boston.
- I hear Tom really likes living in Boston.

Tom, Mary'nin filmden hoşlandığını düşündüğünü söyledi.

- Tom said he thought Mary would enjoy the movie.
- Tom said that he thought Mary would enjoy the movie.
- Tom said that he thought that Mary would enjoy the movie.
- Tom said he thought that Mary would enjoy the movie.

Tom, Mary'nin ondan hoşlandığını düşünüyor mu?

Does Tom think Mary likes him?

Tom, Mary'ye onu yapmaktan hoşlandığını söyledi.

Tom told Mary that he liked doing that.

Tom'un onu yapmaktan hoşlandığını düşünüyor musun?

Do you think Tom enjoys doing that?