Translation of "çıkmıyorsun" in English

Neden yürüyüşe çıkmıyorsun?

Why don't you take a walk?

Niçin dışarı çıkmıyorsun?

Why don't you go out?

Çıkmıyorsun, değil mi?

You don't date, do you?

Çok çıkmıyorsun, değil mi?

You don't get out much, do you?

- Neden dışarı çıkmıyorsun?
- Dışarı çıksana.

Why don't you go outside?

Neden dışarı çıkmıyorsun ve oynamıyorsun?

Why don't you go outside and play?

- Telefonlarıma cevap vermedin Tom.
- Telefonlarıma çıkmıyorsun Tom.

You haven't been returning my calls, Tom.

Neden bu gece bizimle birlikte dışarı çıkmıyorsun?

Why don't you come out with us tonight?

Bir değişiklik olsun diye neden benimle akşam yemeğine çıkmıyorsun?

Why don't you dine out with me for a change?

- Eğer Tom'u çok seviyorsan neden benimle ayrılmıyorsun ve onunla çıkmıyorsun?
- Eğer Tom'u çok seviyorsan, neden benimle ilişkini bitirmiyorsun ve onunla çıkmıyorsun?

If you like Tom so much, why not break up with me and date him?