Translation of "Vereceğim" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "Vereceğim" in a sentence and their dutch translations:

- Onu sana vereceğim.
- Onu size vereceğim.

Ik zal het je geven.

- Kitabı sana vereceğim.
- Sana kitabı vereceğim.

- Ik zal je het boek geven.
- Ik zal u het boek geven.
- Ik zal jullie het boek geven.

Onu sana vereceğim.

Ik zal het je geven.

Gitmene izin vereceğim.

Ik zal je toestemming geven om te gaan.

Kitabı sana vereceğim.

Ik zal het boek aan jou geven.

Kitabı yarın vereceğim.

Ik zal het boek morgen geven.

Onu geri vereceğim.

Ik zal het teruggeven.

Bunu sana vereceğim.

Ik zal het je geven.

Buna izin vereceğim.

Ik zal het toestaan.

Tom'a oy vereceğim.

Ik zal op Tom stemmen.

Bu kitabı sana vereceğim.

Ik zal jou dit boek geven.

Bu kamerayı size vereceğim.

Ik zal u dit fototoestel geven.

Yarın sana cevap vereceğim.

Ik zal u morgen antwoorden.

Sana bir hediye vereceğim.

Ik zal je een cadeau geven.

Ne isterse Tom'a vereceğim.

- Ik geef Tom alles wat hij maar wil.
- Ik zal Tom alles geven wat hij maar wil.

Kitabı ona yarın vereceğim.

Ik zal hem het boek morgen geven.

Ona kitabı yarın vereceğim.

Ik zal haar het boek morgen geven.

Sana bir ders vereceğim.

Ik zal je mores leren.

Ona biraz fikir vereceğim.

Ik denk er wel over na.

Ne yapacağıma karar vereceğim.

Ik zal beslissen wat er gedaan wordt.

Ona sonra karar vereceğim.

Dat beslis ik later.

Sana cevabımı yarın vereceğim.

Morgen geef ik jou mijn antwoord.

Ona bir bahşiş vereceğim.

Ik zal een fooi voor haar achterlaten.

Sana bu kalemi vereceğim.

Ik zal je deze pen geven.

Konuşmanı yapmana izin vereceğim.

- Ik laat het praten aan jou over.
- Ik laat jou het woord voeren.

Ben bu parayı size vereceğim.

Ik geef je dit geld.

Sana iyi bir öğüt vereceğim.

Ik zal je een goed advies geven.

Üç gün içinde cevap vereceğim.

Ik zal binnen drie dagen antwoorden.

Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.

Ik zal je een laptop geven.

Sana bir şans daha vereceğim.

- Ik ga je een extra kans geven.
- Ik ga je nogmaals een kans geven.

O konuda size öğüt vereceğim.

Ik zal u raad geven in die zaak.

Tom'a bir şans daha vereceğim.

Ik geef Tom nog één kans.

Ben kesinlikle Tom'a oy vereceğim.

Ik zal zeker op Tom stemmen.

Bu sözlüğü sana ödünç vereceğim.

Ik zal je dit woordenboek lenen.

Yarın parayı sana geri vereceğim.

Ik zal je het geld morgen teruggeven.

Size elimden gelen yardımı vereceğim.

Ik zal u helpen zoveel ik kan.

Ben bu kitabı size ödünç vereceğim.

Ik zal u dit boek lenen.

Onu yapman için sana izin vereceğim.

Ik zal je toestemming geven om het te doen.

Ben yakında her şeyi geri vereceğim.

- Ik zal alles snel teruggeven.
- Ik zal alles gauw teruggeven.
- Ik geef alles gauw terug.

Sana bunun dışında bir şey vereceğim.

- Ik zal je alles geven behalve dit.
- Ik zal u alles geven behalve dit.
- Ik zal jullie alles geven behalve dit.

Bundan sonra, anladığım an son vereceğim.

Voortaan is het afgelopen zodra ik het weet.

Tom'a Noel için bir gömlek vereceğim.

- Ik geef Tom een shirt voor Kerstmis.
- Ik zal Tom een shirt geven voor Kerstmis.

Bunu düşünmen için sana zaman vereceğim.

Ik geef je de tijd om erover na te denken.

Düşünmen için sana bir gün mühlet vereceğim.

Ik geef je een dag om erover na te denken.

Doğum günün için sana bir bisiklet vereceğim.

- Ik zal je een fiets voor je verjaardag geven.
- Voor je verjaardag zal ik je een fiets geven.

- Sana bunu bedava vereceğim.
- Sana bunu bedava veriyorum.

Ik geef het je voor niets.

- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.

Ik geef je vijf dollar.

- Sana dersini vereceğim.
- Sana gününü göstereceğim.
- Senin canına okuyacağım.

Ik zal je mores leren.

Bu bisikleti sana bir doğum günü hediyesi olarak vereceğim.

Ik zal je die fiets geven als verjaardagsgeschenk.

Bir kızım olmasını istiyorum ve ona Yagmur adını vereceğim.

Ik wil een meisje hebben en ik zal haar Yagmur noemen.

- Ben konuyla ilgili sana tavsiyede bulunacağım.
- O konuda size öğüt vereceğim.

Ik zal u raad geven in die zaak.

Hediyeyi kime vereceğim hakkında emin değilim- oğlana mı yoksa kıza mı?

Ik weet niet zeker aan wie ik dit cadeau moet geven: aan het meisje of aan de jongen?

- Bunun yargıcı olmana izin vereceğim.
- Bunun kararını sana bırakıyorum.
- Bu kararı sana bırakıyorum.

Dat oordeel is aan u.

- Bana bir dondurma alırsan sana bir öpücük veririm.
- Bana bir dondurma alırsan sana bir öpücük vereceğim.

- Als je mij ijs koopt, dan zal ik je kussen.
- Als je mij een ijsje koopt, dan geef ik je een kus.
- Als je mij een ijsje betaalt, dan geef ik je een zoen.