Translation of "Parlayan" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Parlayan" in a sentence and their dutch translations:

Turuncuyla parlayan

de manier waarop de rots oranje gloeit

Parlayan çubuklar.

Gloeistaven.

Güneşte parlayan şey.

In de zon.

Şu parlayan çubuklardan kullanabilirim.

Ik kan een gloeistaaf gebruiken.

Bu parlayan çubuklardan kullanabilirim.

Ik kan een gloeistaaf gebruiken.

Bakın, parlayan şey buydu.

Kijk, dit is wat er glinsterde.

Nerede? Şu parlayan çubuklardan kullanabilirim.

Waar is hij? Ik kan 'n gloeistaaf gebruiken.

Her parlayan şey altın değildir.

- Het is niet alles goud wat er blinkt.
- Het is niet al goud dat blinkt.

Aşağıda parlayan bir şey olduğu kesin.

Er glinstert daar iets.

Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin

Wat is de beste manier om af te dalen in de canyon...

Sıcak dolayısıyla uzakta parlayan bir yansıma görebilirsiniz.

...en je ziet een reflectie in de verte, een flikkering van de warmte...

Gece gökyüzünde parlayan yıldızlar mücevher gibi görünüyorlardı.

De glinsterende sterren in de avondhemel leken op edelstenen.

- Her parlayan şey altın değildir.
- Her gördüğün sakallıyı deden sanma.

- Het is niet alles goud wat er blinkt.
- Het is niet al goud dat blinkt.
- Het is niet altijd goud wat er blinkt.

Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.

Ik zie daar iets. Ik zie het glinsteren. Het probleem is dat de helikopter niet zal kunnen landen.

Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?

Wat is de beste manier om af te dalen in de canyon... ...om te zien of 't glinsterende metaal 't wrak is?

- Her parlayan şey altın değildir.
- Her gördüğün sakallıyı deden sanma.
- Her sakallıyı deden sanma.

- Het is niet alles goud wat er blinkt.
- Het is niet al goud dat blinkt.