Translation of "Olduklarını" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Olduklarını" in a sentence and their dutch translations:

Olduklarını görebiliyoruz.

en ze erin meenemen.

Nerede olduklarını biliyorum.

Ik weet waar ze zijn.

Şanslı olduklarını söylediler.

Ze zeiden dat ze geluk hadden.

Onların nerede olduklarını bilmiyorum.

Ik weet niet waar ze zijn.

Burada mutlu olduklarını söylediler.

Ze zeiden dat ze hier gelukkig waren.

Ne olduklarını bile tam bilmiyoruz.

We kennen ze amper.

Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.

...maar ze zien niet precies waar.

Onun iyi arkadaşları olduklarını söyledi.

Ze zei dat ze goede vrienden van haar waren.

Onların kim olduklarını biliyor musunuz?

- Weet jij wie zij zijn?
- Weten jullie wie ze zijn?
- Weet je wie ze zijn?

Şimdi ise alacakaranlık bölgesine bağlı olduklarını düşünüyoruz.

We geloven nu dat ze afhankelijk zijn van de schemerzone.

İnsanların denediği, ama başarısız olduklarını başarmak için.

En slagen waar mensen hebben geprobeerd, maar gefaald.

Genç olduklarını ve hepsinin İskandinav olduğunu gösterdi.

jong en allemaal Scandinaviërs.

Jim ve Nancy'nin nerede olduklarını biliyor musunuz?

Weet jij waar Jim en Nancy zijn?

Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

Mijn zoon denkt dat vrouwen sterker dan mannen zijn.

Onların ne hakkında konuşuyor olduklarını bilmem gerekir.

Ik moet weten waarover zij hebben gepraat.

Gerçek anne ve babamın kim olduklarını bilmiyorum.

Ik weet niet wie mijn echte ouders zijn.

ırkçılık üzerine konuşmaları için çok küçük olduklarını düşünebilir

te jong zijn om een gesprek over racisme mee te hebben,

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

Ik heb in de jungle geleerd dat kleine dingen... ...vaak het dodelijkst zijn.

Ayrıca verdikleri cevaplardan ne kadar emin olduklarını da sorduk.

We vroegen hen ook aan te geven hoe zeker ze waren van hun antwoorden.

Tom ve Mary'nin sadece arkadaştan daha öte olduklarını biliyorum.

Ik weet dat Tom en Mary meer waren dan gewoon vrienden.

- Hırsızlar ne yapıyor olduklarını biliyorlardı.
- Hırsızlar ne yaptıklarını biliyordu.

De dieven wisten wat ze aan het doen waren.

- Onların nerede olduğunu bilmek istiyorum.
- Onların nerede olduklarını bilmek istiyorum.

Ik wil weten waar ze zijn.